Aslında bir şeyi çözmeye çalışmadım,kendiliğinden çözülüverdi düğüm.
Olay buradaki sakinliğimle ilgiliydi.
Her şeye büyük bir kayıtsızlıkla bakar görünüp,içten içe "Neden acaba?" diye düşünmemle.
İnsan hayatın yavaş aktığı bir yerde yaşayınca,kendine dışarıdan bakma şansı buluyormuş.
Sizi çok yakından tanıyan ve hep gördüğü insanı görmek isteyen birileri olmayınca,kendini tamamen yabancı bir kültür ve insanların arasında bulunca aslında kendi kişiliğini de çözme imkanı oluyormuş.
Aslında herkesin bildiği ve benim daha da bi iyi anladığım şeyler bunlar:Mesela soğuk duruşum-gerçi burdakiler aksini iddia ediyor-,her şeye lakayıt kalışım hatta ve hatta insanları aşırı kızdıran,aşırı sevindiren olaylara sıradan tepkiler vermem,kafamın dikine gitmekten asla vazgeçmeyişim ve çok konuşuyor olmam.
İşte bu son noktaya özellikle değinmek istiyorum sevgili okurseverler çünkü Türkiye'deyken yaptığım bu "çok konuşmalar paneli"ne burda biraz dur deme kararı aldım.
Konuşmak şahane bişi,severek yaptığım bir olay fakat gelgelelim abartılması durumunda insanı çileden çıkarabilecek kadar da güçlü.
Telefonda konuştuğum annem ve babam sanki peşlerinde harami varmış gibi o kadar çok konuşuyolar ki,"Bi bana da laf bırakın" demek zorunda kalıyorum ve anlıyorum ki arada bir es vermeli.
Allahtan,hayatım boyunca "Monolog" halinde bir konuşmacı olmadım,hep bi durdum ve karşımdaki de konuştu,çok da keyif aldık almasına.Fakat yine de buraya geldiğimden beri "İki kulağın,bir ağzın var" olayını daha bir dikkate alır oldum,neden bilmiyorum.Konuşup konuşup kelimeleri tüketmek yerine sakin kalıp düşünerek cevap vermek gibi hiç kimsenin aklına gelmeyecek efsane bir teknik geliştirdim yoldaşlar hahahahah:) Sakinlik.Olayın özü bu.Bak yazarken buldum,benim olayım "Çok konuşmak değil","Fazla tezcanlılık,fazla hararet" ve bunu "Sakinlik"le ikame ettiğim için bi lakayıtlık geldi üstüme.
Haaaaaa!Anladııııımmmm!Hahahah.
Bi de nedense ilişkiler konusunda yeni bakış açıları geliştirdim ama bunu yazmak istemiyorum,sadece arkadaşlarıma,aileme falan söyleyebilirim.
İnsanların beden dillerinden,en çok da bakışlarından ne demek istediklerini rahatça anlatabileceklerinin ne kadar da aşikar olduğunu gözlemledim burda.Din,dil,ırk fark etmiyor,herkes aynı.
Amannn ne saçma,yazdım yazdım da dişe dokundu sanki.
Hakkaten neden yazdım,yine anlamadım.
ahahah ''neden yazdım?''. boşver yahu. blog senin değil mi? yaz işte. ben okuduğumu belirteyim. yorum yapmaya çok üşeniyorum ama okuyorum.
YanıtlaSilyazıyorum da dişe dokunmuyor be eren!istiyorum ki anlamlı olsun güzel olsun ama yok,böyle geldi böyle gider artık:)okumana da ayrıca seviniyorum,senin gibi güçlü bi kalemin yazılarımı okuduğunu bilmek güzel.
YanıtlaSilTeşekkürler:)