Hakan Beyşehir'de,Erkan da Rusya'dayken aklıma düştü kelimeler.
Bunca zaman neden beklediğimi bilmiyordum aslında;gözümün önünde capcanlı ve de heyecanlı bir arkadaşlık hikayesi varken 4 yıldır yazdığım ve aslında çok da bir şey anlattığıma inanmadığım bloguma neden böyle güzel bi hikayeyi eklememiştim ki acaba?
Beynim "Artık zamanı" dedi,o zaman zamanı demektir.
Sanırım 12 yaşında,saçlarımı yaptırmış ve dünyanın en anlamsız uzun pembe elbisesini giymiş olarak Hakan'ın kapının önünde beklediği kınada göbek atarken birden dışarı çıkmış ve onları konuşurken görmüştüm."Bak bu Erkan" demişti,tanışmıştık."En yakın arkadaşım"
Aslında tamamen bi haberdim.Sürekli olarak bahsettiği bi Erkan vardı,lise yıllarında maceradan maceraya koştuğu,asla ama asla kırmadığı çünkü kırılmadığı,gel dese iki eli kanda da olsa yetiştiği...
Sonra yıllar geçerken aklım da yerine geldiğinde anladım ne olup bittiğini...
Kader onları isim olarak ne kadar kafiye ve uyum içerisinde harmanlayıp biyolojik olarak yanyana getirse de karakterleri ve hayatta baktıkları yerler birbirinden tamamen farklıydı.
Hakan hiperaktifti,haşarıydı,yerinde durmazdı.Aklında fikrinde fotoğraf çekmek ve seyahat etmek vardı.Sonra bir gün Rusya'da okuma fırsatı olduğunu anlatan bir gazete geçti eline,değerlendirdi ve gitti.Zeka testine tabi tuttular,"Seni tıp bölümüne alıyoruz" dediler ve kendini tıp okurken buldu.Kadavra gördü,"Benden doktor olmaz" dedi Türkiye'ye geri döndü,ekmek ve pasta işine girdi.Zaten o hep güzel yemek yaptı,güzel tatlı yaptı,güzel ekmek yaptı.Bursa'da en çok bilinen şeflerden biri oldu.
Bu arada Erkan İstanbul'a vardı,güzel sanatlarda okudu.Lise hayatı boyunca sıralara Hülya Avşar suratındaki mankenlere giydirdiği elbiseleri çizerken bir anda gerçek insanlara çizmeye başladı,ünlülerle çalıştı,dikti biçti ve çok ünlü bir markanın baş tasarımcısı oldu.
Aslında biraraya geldiklerinde konuşmaktan ziyade izlemeyi tercih ettiğim çok güzel iki arkadaş onlar.
Aralarında asla dillendirmedikleri çünkü gerek görmedikleri çok yalın bir sevgi olduğunu düşünüyorum.Bir insan için elinden gelen her şeyi yapmak tam olarak onlarda gördüğüm şey.
Şartlar ne kadar zor olursa olsun fedakarlıktan asla kaçınmayan,hayatlarında olan biteni ilk olarak birbirlerine anlatan ve hatta çok kıskanıp "Erkan abi biliyo di mi?NEDEN BEN BİLMİYORUM" diye sorup da kahkahalarla güldüğüm,hayatlarına ortak olan insanlar onlar.Şimdiye kadar gözlemlediğim,her uzun süreli arkadaşlıkta olan şeye onlar da sahip:Dinginlik,bırakma,halden anlama...Birbirine yüz saat bir şeyleri açıklama ihtiyacı hissetmeden anlatabilme özgürlüğü...Mimik ve jestlerden çözümlemeler...Birbirinden mutluluk ve gururla bahsetmeler...Bunlar şahane şeyler.
Hayat onları fiziksel olarak çoğu zaman ayrı tutsa da onlar bilirler ki dönüp dolaşıp gelecekleri kapı yine birbirlerinin yanı.En güzel sohbet yine onların ettikleri,en güzel zaman yine birlikte geçirdikleri...En güzel insanlar onlarla beraber gelen dostları,yıllardır onları oğullarından ayrı tutmayan aileleri,akrabaları...
Size baktıkça 10.senenin sonuna doğru yürüdüğüm güzel arkadaşlarım aklımda,
Dilerim sizin gibi 25 senemiz olur-belki de daha fazla,bilemiyorum-
Gördüğüm en güzel arkadaşlık sizinkisi.
Allah ayırmasın,neşe içinde kalın.
guzelll:)
YanıtlaSilTeşekkür ederimm:)
YanıtlaSilMükemmel anlatmışsınız.
YanıtlaSilTeşekkürler...
YanıtlaSil