22 Şub 2014

Bir takım tespitler falan.

-Şimdi 'Muhabbet Olsun' programı açık,Dilara Endican'ın.Can Bonomo dedi ki "Biz evden canlı müzik yapıyoruz,internet üzerinden dinlenebiliyor.Geçenlerde çalarken kapı çaldı,alt komşularımız geldi.Tayvanlılarmış.'Çok güzel müzik var,dinleyebilir miyiz?' dediler.Çok da mutlu olduk" dedi.Ben de eski evde(ay ne çabuk eski oldu yaa) bir yaz günü,açık camdan duyduğum yan flüt sesinin hangi daireden geldiğini takip etmiştim.Üst kat komşuya çıkıp "Bu ses hangi daireden geliyo?" diye sordum.En üst kattaydı evleri,kapıyı bir kadın açtı."Ya çok güzel bi yan flüt sesi geliyo" dedim,"Haa evet İrem çalıyo,kızım" dedi."Dinleyebilir miyim?" diye sorunca da kadın sevinçle içeri buyur etmişti beni.Uzatmayayım:İrem,odasına giren cartlak sarı giyinmiş,saçları beline kadar inen esmer kıza tanımaz gözlerle bakmış,pür neşe "Hadi çal yaaa" deyişine "Çok da iyi değilim aslında" diye gülmüş ve muhtemelen ne olup bittiğine  bi anlam verememişti.Zeki Müren güzel sanatlar lisesinde öğrenciydi.Keşke onu görmek için daha çok zamanım olsaydı ama olmadı,taşındık.O da zaten okulu bırakmış ama çok güzel çalıyodu bee.


-TED'in ilginç bi makalesini okudum geçen gün.Kullandığımız dille yaşam tarzımız ve ülkemizin uyguladığı politikalar arasında doğrudan bi ilişki varmış.Mesela Türkçe'de "Hazal vazoyu kırdı" diyebiliyoruz ama İspanyolcada vazo kendi kendini kırıyormuş,aksine."Eee yani?" derseniz,yapılan araştırmalara göre İspanya'da suçluları bulma oranı,kullanılan bu öznesiz dilleri yüzünden baya düşükmüş.
Ben de şöyle bi çıkarım yaptım-yanda görüldüğü üzre-,unutmamak için de okuduğum kitabın boş bulduğum bi sayfasına yazdım.
Çok aklıma yattı çünkü.Ortaokulda okuduğum,bi filozofa mı bilgeye mi ne-şimdi hatırlayamıyorum- sorulan,"Bir ülkenin başına geçseniz önce neyi değiştirirdiniz?" sorusuna "Önce dili değiştirirdim" demesi ve eğer dil hatalı olursa insanların bakış açılarının yanlışlarla dolu olacağını ve bunun siyasete,eğitime yani hayatın her alanına yanlış yansıyacağını ifade etmesi beni çok düşündürmüştü.Hala da düşünüyorum,hatta ve hatta her gün her haber bülteninde örneklerine de şahit oluyorum.Bir siyasetçinin kullandığı yanlış bir kelimenin nelere mal olabileceğini ve herkesi nasıl da sokaklara dökebileceğini gördük.Ne kadar önemli ya iletişim.Düşündüğümüzden de fazla belki de.

-Geçen gün gözlerimin önünde,üç kez mülakata gittiği şirket arayıp iş teklif etti Zeynep'e.Hem de İstanbul'da.
Kabul etti ve kısmetse perşembe günü başlıyor fakat hem üzgün hem mutluyum.10 senenin 4 senesinde aynı şehirde durabildik,geri kalanında ya o uzaktaydı ya da ben.Alışkınız ikimiz de bi yerde ayrı kalmaya ama ne bileyim...buruğum bi yandan da.Olsun,İstanbul'da bi kapım var ya artık,en güzel yanı da o.
Zeyneple İstanbul.
Vay be.Güzel fikir.

-Geçenlerde fark ettim ki sadece modadan konuşarak yaşayabilecek biri değilim.Var öyle insanlar,onlar kendi içinde mutludur bana laf düşmez ama yok,sadece bunu konuşarak yaşayamam sanki.Modayla aramızdaki ilişki de hep belli bi seviyede olduğundan bana katacağı bir şey olmaz.
Konuşabilenler komite kursun,ben sırt çantalı avam olarak her yerde yaşarım.
Napalım,Allah da beni böyle yaratmış.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder