--Geçenlerde Zeynep bize kalmaya gelip de elimde telefonu görünce "Yoksa sen de mi bağımlı oldun?" dedi.
Allahtan değilim.Sürekli deliler gibi,başımı kaldırmadan baktığım bişi değil.Kendi kendime verdiğim sözü elimden geldiği kadar tutuyorum.
O akşam uyumadan önce her zamanki gibi içimi döktüm ona."Birbirini sanki hiç görmüyor insanlar konuşurken.Böyle saçma bi sistem olamaz:Sürekli bişiler ötüyor,herkes bi yere yetişmeye çalışıyor.Kimsenin zamanı yok zamanı...Birinin karşısında durup onu dinlemek lüks,dergiye kitaba falan bitti gözüyle bakılıyor ve ben bu kara deliğin içine girmek istemiyorum.İnsanlar insanlıktan çıkıyor.Hele çocuklar!Allah verme yarabbim,o yaşta bi çocuğun bu kadar sanal olması dehşet bişi."
Ben bunları tam olarak dökemedim,anlatamadım ama beni bıraksanız saatlerce anlatıp sıkıntıdan iç çektiririm size.Fakat bugün şans eseri Uykusuz dergisinde,kendimi bildim bileli takip ettiğim Ersin Karabulut'un yazısını okuyunca "Hah!" dedim "Anlatmak istediklerimin karşılığını buldum".O da benim gibi bir şeyi ince ince sevmenin güzelliğini anlatmış...Kolay kolay sıkılmamaktan,çöp yapmamaktan...O kadar işledi ki içime yazı.Yenisi çıkmadan dergiyi alın derim.
Ha bi de Seyit Ali Aral'ı okumadan geçmeyin Penguen'de.
Yaşam gurum benim.
--İngiltere'den dönüp İstanbul üzerinden Bursa'ya geçerken yolda dayım bir CD açtı.Çok eski olduğu belliydi,şarkıların çoğu rusça ve azericeydi."Kim bu?Ne güzel söylüyo" diye sordum,"Reşid Behbudov" dedi.Uzandım arkada,dinledim.Sanki içimde bişiler oldu,çok ama çok duygulandım.Sanki dışarıyı izlerken peşimden gelen dünyanın en güzel melodisiydi.
Sonra şarkılarını aradım,taradım ve buldum.Geçenlerde de anneme dinlettim,hiç dinlememiş."Azerbaycan'ın Zeki Müren'iymiş bu adam" dedim.Yeni keşfettiğim ve beni heyecanlandıran her şey gibi,bunun da kısa bir araştırmasını yapmıştım."Çok fazla dilde şarkı söylemiş bi adam.Dinle bak bayılacaksın.O kadar içten,o kadar güzel ki her seferinde gözlerim doluyor"
Benim öyle şarkılarda kolay kolay gözlerim dolmaz.Ya da her duyduğum sesten kolay kolay etkilenmem,kalbime girmez o duygu.Nedenini bilmiyorum.İnsanlara karşı olduğu gibi,şarkılara karşı da mesafem var.
Neyse açtım,"Uzun Geceler" şarkısını,dinlemeye başladık.Hiç tepki vermediği için sıkıldı sandım,kapatayım mı diye sordum hayır dedi.Şarkı biterken ben ağlıyordum,halbuki annemin yanında ağlamayı da hiç sevmiyorum.Duygusal olarak etkilendiğimi görüp de üzülmesinden,ha bir de beni çok aşırı duygusal falan sanmasından korkuyorum,değilim çünkü.
"Vay be çok güzelmiş cidden" dedi,ağladığımı görmeden.Baktı ben gözlerimi siliyorum,"Aaaaa noldu?" sorusunu yöneltti kaçınılmaz olarak."Bilmiyorum yaa,o kadar hüzünlü ki sesi,hep böyle oluyorum ağlıyorum" dedim titreyen çenem ve zor tamamladığım cümlelerle."Ağlama bak,ben de ağlıyorum sen ağlayınca" dedi.Hasiktir ya!Bundan nefret ediyorum,işte bu yüzden karşısında ağlamak istemiyorum ya zaten.Sen niye "Ben de ağlarım" diyosun,bırak da ben yalnız ağlayayım kadın!Sanırım asıl neden,onu ağlarken görmek istemeyişim.
"Bi nedeni yok,sadece çok ama çok güzel çok duygulu bi sesi var" dedim,gözyaşlarımı sildim.
Herkese tavsiye.
İnsan hayatında bu adamın sesini duymadan ölmemeli.
--İşsizliğin beni buhranlara sürüklediği doğru ama bu beni gergin biri yapmıyor.Kendi kendimi eyleyecek cümleler kuruyorum,başka şeyler anlamaya ve okumaya çalışıyorum bu süreçte.Şımarıklık derecesinde sinirli olmaya gerek yok,tevekkülle beklemek diye bir şey var.Elbet vardır benim de bir yerde kısmetim.
Geçen gün,İstanbul'a iş başvurusu yapma işini konuştuk ve ben emin olamadım.Zeynep'in öyle durumları var,eğer o giderse ben zaten hemen başvururum aynı evde kalırız falan dedik.İpek zaten hiç durmaz hahaha.
İstiareye yatayım,hayırlı olur mu diye denedim ama tam bişi göremedim, hem iyi hem kötüydü.Tam olarak konsantre olduğum bi zamanı kolluyorum kesin cevap için hahhah.
--Bugün birbirimize "nişanlım" diye hitap ettiğimiz Oğuzcumla buluştuk,bizim altın kızlar da geldi.Çok enteresan şeyler dinledim.
Arkadaşlarım,"Kızım siz çok modernsiniz,yurtdışı görmüşsünüz işte ama o iş öyle olmuyor!Benim sevgilim başka kızlarla/erkeklerle ben yokken buluşamaz" dediler.Ben şahsen çok şaşırdım."Neden ama yaa?Ne alakası var?Yani zaten seni seçmiş,sen onun sevgilisisin ve ciddi düşünüyosun o zaman sorun nerde?Herkes de gözünü dikmiş senin sevgilini ayartmaya uğraşmıyo ya!" dedim.
"Olmaz canım" dediler "Biz güvenemeyiz.O iş öyle senin sandığın gibi olmuyo"
İşin bir de şu tarafı var ki ben hep böyle düşünüyordum.Karşındaki tam bir kazanova olmadığı ya da sevgisinden şüphe duymadığınız sürece bunca kasmak anlamsız geliyor bana.Herkesin doğrusu benimle hiçbir zaman aynı olmadı zaten,al yine çıkıntı oldum burda!Bana normal gelen şeyler çoğu insana göre yanlış ama herkesin bi ilişki yaşayış şekli var tabi bişi de diyemiyorum.
Siz ne dersiniz bilmem ama bana böyle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder