17 Ağu 2015

Toplama

- Bu aralar apartmanımız lanetlenmiş gibi hissediyorum. Etrafımız ağlayan çocuk kaynıyor, böyle bir şey olamaz. Normalde saati sabah 06:10'a kurup, 45'e kadar erteliyorum ama üst kat komşumuzun oğlu Efe sayesinde 06:00'da uyanıyorum. Dövüp dövüp duvardan duvara çarpmışsın gibi saatlerce ağlıyor. Geçen sabah 06:50'de evden çıktım, baktım balkonda babasının kucağında oturuyor. "Tey Allahım ya" dedim gittim.
Bu yetmezmiş gibi bir de yan komşunun oğlu, en üst komşunun iki oğlu falan da ağlıyor. Hayır yaz geldi, sabilerin başına güneş geçti, baygınlık falan geçirdiler diyeceğim ama inanasım gelmiyor. Ne zaman eve gelsem bir çocuk mütemadiyen ağlıyor. Bugün geldim, elim kolum dolu ve bayır çıkmışım ter içinde kalmışım...daha balkonun perdelerini açarken bir çığlık duydum. Neymiş, yan komşunun oğlu ağlıyor. "Ama bitmiyor sizin bu ağlamanız YETER ULAAAAAAAN!" diye bas bas bağırdım pencereden. Temsili falan değil, resmi olarak.
Şu yaz bir bitse de duymasak.

- Yaz bitsin demişken, Alaçatı'da çok güzel bir tatil yaptım. Yalnız her şey acayip pahalı ya, bir köfte ekmek 20 lira, oha dedim duyunca. İnsanlar abartmayı çok seviyorlar, neden bilmiyorum.
Otel süperdi bu arada. Hayatımda kaldığım en güzel ilk 5 otele rahatlıkla girerdi. Her sabah havuza girerken havlu veren Can'ı, çay getiren Kübra'yı, "Bugün menümüzde sahanda yumurta var" diyerek masayı donatan Lemi Bey'i ve eşi Okşan Hanım'ı nasıl unuturum? Ayrılırken Can, "Onca zamandır buradayım, ilk defa 3 kişinin küçük bir bavulla geldiğini gördüm" dedi.
Hedefimiz minimalist yaşam.

- Yeni başlangıçlar yaptım. Bunun üzerine uzun uzun yazmayı istemiyorum. Bu konuda daha çok içime içime konuşuyorum diyelim.

- Döndüm bir baktım ki yine işkolik olmuşum. Aslında işkolik falan değilim, iş çok. Düşünüyorum, sadece kafamdaki üç beş şeyi eklesem 2 aylık çalışılacak konu var. Geçen hafta 4 gün ful mesai, bir de Cumartesi gittim ama yine de bitmedi. En son bugün 4 saat süren (rakam gerçek) toplantının ardından gündemler üç yüz seksen beşe falan katlandı. Altından kalkmayı umut eder, kendime kolaylıklar dilerim.

1 yorum:

  1. Yazının ilk paragrafını okuyunca "Aha!" dedim. :) Ağlayan çocuklar hususunda ben de oldukça muzdaribim. Konum itibariyle yakın çevrede çocukların oyun oynayabileceği tek alanın yakınında oturuyoruz. Gün içinde çığlıklar, ağlaşmalar gırla gidiyor. Görünüşe bakılırsa milenyum çocukları, isteklerini elde etmenin kısayol tuşunu bulup aralarında yaygınlaştırmışlar. :)

    YanıtlaSil