Efendim merhabalar,
Hayatımda uzunca diye addedebileceğim bir aradan sonra büyük bir değişiklik olduğundan, bahsetmem icap ediyor.
Bundan birkaç ay önce başıma ilginç bir olay geldi.
Çalıştığım şirketin yolladığı bir İK eğitiminde birlikte eğitim aldığımız, belki de Türkiye'nin en büyük otomotiv şirketinin İK departmanı çalışanları bana mülakat teklifinde bulundular.
Eğitim hafta sonlarında gerçekleştirilecek şekilde 2 ay sürmüştü, bu süre zarfında beni sürekli olarak incelediklerini ve incelikte bulunarak teklifi son hafta yaptıklarını sonradan öğrenecektim.
Bense saf saf derse gidip gelmiş, anlamaya çalışmış ve arkadaş kazandığıma sevinmiştim:)
Sonra mülakatlara gittim. Neden gittiğime gelince, bana birçok açıdan avantajı olduğunu söyleyebilirim. Hem evime 10 dakika, hem eğitim, şirketin büyüklüğü ve çok önem arz etmese de ücret anlamında artısı daha fazla.
2 mülakattan geçtim, İK direktörleri Romanyalı olduğu için İngilizce gerçekleşti. Mülakat sonunda eve geldiğimde 'Beni seçmezler, ümidinizi kesin' dedim. Çünkü hem kısa sürdü, hem de kendimi tam olarak ifade edip edemediğimden nedense emin olamadım.
Yaklaşık 1 hafta kadar sonra sürecin olumlu olduğuna dair bir haber aldım, sadece onay sürecini beklemem gerekiyordu. Bu süre zarfında evrakları toparladım ve 2 yıl çalıştığım mevcut işimden ayrıldım.
4 Nisan itibariyle de yeni şirkete, Eğitim Yönetim Sorumlusu olarak başlamış bulunuyorum.
Bu 1 aylık zaman zarfı içerisinde istediğim kitapları okudum, bir ara patlayan bombalar nedeniyle bunalıma girip evden çıkamadım, ilginç şeyler seyrettim (TLC bir harika!), istediğim arkadaşımla istediğim saatte dışarı çıktım, fırına gidip kahvaltı yaptım, sohbetlere daldım, spora devam ettim.
Bununla birlikte, uzun zamandır yapmak isteyip de yapamadığım en önemli şeylerden birini daha hayata geçirdim: Ukulele kursuna gittim.
Arayıp 4 ders için anlaştım, her Cuma 1 saat gidiyordum. İlk gün bir baktım, hocam benim arkadaşım! "Aaaaa Buğra!" deyiverdim. 4 derste epeyce bir şarkı öğrendim, Buğra yetenekli olduğumu söyledi, hızlı öğreniyormuşum ve beklediğinin de üzerindeymişim. Buna çok sevindim, şimdi notalara bakarak çalacak durumdayım, buradan alır yürürüm:)
Bundan sonra, İngiltere'ye gitmeden önce bir adım attığım ama gideceğim için bırakmak zorunda kaldığım TEGV macerasına tekrar başlayacağım ama Eylül ayı gibi. Bunun yanında Fransızca ve işaret dili kursuna da gitmeyi düşünüyorum. 2016 başberi hedeflerimi (Spor, ukulele ve artı bir hedef daha) tutturmuş durumdayım, devamı gelsin.
İşe başlayalı 1 hafta oldu, gayet güzel gidiyor şimdilik. Her zamanki gibi, "Bana iş verin" diye darlıyorum insanları. Yaptığım birkaç iş çok beğenildi, bunun mutluluğunu yaşıyorum. Umarım bundan sonrası için de böyle devam eder.
Tüm bu yaşananlardan çıkardığım bir ders var: Hayatta bazen gerçekten insana gollük paslar geliyor ve sana sadece gol atmak kalıyor. Kim bilebilirdi ki, işle ilgili çok fazla soru işaretimin olduğu bir dönemde, bir eğitimde gözlemlenip de mülakat teklifi alacağımı ve iş değişikliği yapacağımı?
Allah insanı nasıl da iyi biliyor, nasıl da anlıyor halini, içini.
Yaşadığım her şeye şükür, başlasın bakalım yeni macera!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder