Allahım yarabbim neler neler oldu da size yazmaya mecal bulamadım.
Ertele ertele durdum."Bugün yazarım"-"Ay yok ayol yarın yazarım" diye diye erteledim,kısmet bugüneymiş.
------ Efendim İngiltere topraklarından Türkiye'ye kesin dönüş yaptım.Gelmeden 1 hafta önce Katrina ve kızı Paris'e,oradan da Tayland'a geçeceklerinden ötürü kardeşimin evine taşındım.O hafta içinde de iki kere gece klübüne gittim ve bugüne kadar gitmemekle aslında hiç de bir şey kaçırmadığımı anlamış oldum.Ne kadar öpüşen sevişen varsa hepsini gördüm,sadece 2 saat dans edip oturduğum yerden gözlem yaptım."Vay be,bu da insanlığın başka bir hali" falan diye kendi kendime söylendim.Yanıma gelip saçma salak sorular sormaya yeltenen,hiç tanımadığım Brezilyalılara tip tip baktım,dansa kaldıran arkadaşlarıma direndim,direnemediklerimle beş dakika oynadım ve tekrar yerime oturdum.İzlemesi eğlenceliydi dans edenleri.Fakat kendisi değil.
Birdahaki sefere kısmetse 4 sene sonra.hahahha
-------Türkiye'ye dönmeden bir gece önce okulun yurdunun kapısının önünde ve yağmurun altında Audrey "La Vie En Rose"u söylerken Evaganiya ağlıyordu.Kardeşimle bana bakıp bakıp "Bu ikisinden nasıl ayrılıcam?" diye sordu.Ortamdaki üzgün havayı dağıtmak için saçma espriler yaptım,güldürdüm herkesi.Gitmemiz gerekiyordu ama kimse "Hadi" demeye cesaret edemiyordu.Sonunda saat iyice ilerleyip yapacak bir şey kalmadığında tek tek herkesle vedalaşmaya başladım.Klasik ayrılık lafları ve "Türkiye'ye gelicem"ler söylendi,sevindim ve hatta davet de ettim.En son Gabriel'e geldim.Ki kendisi 25 dursa da 19unda,üçüncü derslerde yan sıra arkadaşım ve sürekli "Gabroşşşş ayyyy" diye diye espriler yapıp sarıldığım bir tip."Gel" diye sarılmak istedim,"No!" diye arkasını döndü."Noldu ya?" dememe kalmadan bi baktım ki ağlıyor.Kıyamam ya,yanaklarından yaşlar nasıl süzülüyo yavruşumun bi görseydiniz!Kafasından öptüm,sarıldım ona."Yine görüşücez" dedim,"Türkiye'ye gel" dedim."Tamam" deyip ağlamaya devam etti,çok tatlıydı çok yaa.Kıyamam.
O zamana kadar ağlamayan ben,herkesi geride bırakıp el sallarken ağlamaya başladım.Zordu.İngiltere'den ayrılmak da tanıdığım onca müthiş insandan ayrılmak da...Zaman uçtu sanki,gitme zamanı geliverdi.
O kadar güzel bir hayat tecrübesi ki kelimelerle anlatmak mümkün değil.Yepyeni hayatlar,maceralar,yemekler,yepyeni yerler,anılar...Ahh ahh!
----------Yeni evimize annemin kapıyı bir iki üç diye saymasıyla girdik.O kadar beğendim ki nasıl anlatsam...Tam bir ikea evi.Hep görüp de "Ayyy böyle olsa ya" dediğim cinsten.En güzel tarafı da paldır küldür yürümek için alanı var,KORİDORU BİLE VAR.Çünkü eski evde odalar arası üç adımdı,burdaysa koridoru banyosu mutfağı falan her yer geniş geniş.Deli gibi büyük balkonu da var,henüz imar izni çıkmadığı için bahçeye çim ekilememiş,balkon kapatılamamış ama...beklerim bee.O kadar güzel ki...
-----------Buluşmam gereken o kadar çok kişi vardı ki,fakat velakin zamanım olmadı çünkü geldiğim hafta yatak döşek grip oldum.Kafamı tutamadım,saçlarımı kestirmeye gittim,beklerken gözlerimden yaşlar aktı,sallanıp durdum grip olan çocuklar gibi.Annem durup durup "Tamam kızım,gidicez kızım" dedi,perişandı halim.Bilimum ilaçları içip uyuyordum.Yaptığım tek şey buydu.Hatta saçlarımı kestirdiğimin ertesi günü eve bissürü misafir geldi,atıyorum beş saat oturdularsa ben sadece 1 saat oturabilmişimdir çünkü gittim ve uyudum binbir özür dileyerek.Duramıyordum ki...Sağolsunlar onlar da çok anlayışlı insanlardır,odaya gelip gelip üstümü örttüler,"Ahh yavruum" diye.Neyse ki şimdi bomba gibiyim Allaha şükür.
Bir de iyileşmem gerekiyordu çünkü yılbaşından bir gün sonra İrina geldi Bursa'ya.3 gün kadar İstanbul'da kaldı,ordan buraya geçti.Yaklaşık olarak 6 gün kaldı bizde.Annemle birbirlerini çok sevdiler-her ne kadar birbilerinin dillerinden anlamasalar da-,dayımla rusça konuştu ve okuduğu okula şaştı kaldı,dolmuşu taksi sanıp arabaya binen adam için "O neden bizimle geliyo?" dedi,inerken "Byyyyee" dedi.Mevlana tekkesine götürdük,sema edenler içeri girer girmez türkçe "Hoş geldiniiiiizzz" deyince tüm teyzeleri güldürdü.Her yeri gezdik birlikte.
Giderken de ağlattı ve de ağladı.Canım benim,yine gelsin...
------Ve şimdi buluşmam gereken o kadar çok insan var ki,ayarlıyorum gücüm yettiği kadar.
Ha bu arada iş başvuruları da yapıyorum tabi.İnşallah çıkıcak bir yerlerden efendim.
Saygılar sevgiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder