Dün annemin düşüp kafasını çarpması, ambulansın gelmesi durumu nedeniyle 2014 biraz kötü bitecek gibi görünüyor.
Neyse ki iyi ama iyi olduğunu anlayana kadar kafamda binlerce senaryo kurdum.
Kesin öldü, dedim. Kalçasını kırdı, sakat kaldı. Kafasını çarptığı için beyin kanaması geçirdi.
Allah'a şükür hiçbiri olmadı. Şimdi daha iyice.
Fakat o kadar korktum ki, şimdi ne isterse yapıyorum. Gerçi istemese de yapıyorum. Hayatta en sevmediğim şeylerden biri olan meyve tabağı hazırlama eylemi için bile gönüllü oldum, çok şaşırdı.
Şimdi o uyurken ben de 2014 nasıl geçti, bir bakayım. (Yanımda şömine, karşımda karlı manzara ve yanımda dilimlenmiş portakal varken:) )
2014 bir işkolik gibi çalışarak geçti.
Zaten Türkiye'ye döndükten 1 hafta sonra yılbaşıydı. Yılbaşından 2 ay sonra da iş buldum.
Bulduğum günden bu yana da harıl harıl çalışıyorum.
Evden işe işten eve hayatımda boşluklar bulup sevdiklerimle buluştum.
Yeni insanlar tanıdım, yeni organizasyonlara katılarak bilmediğim şeyler öğrendim. Sürekli araştırdım, okudum.
Bu süre içerisinde çok yorulduğum, bıktığım zamanlar oldu. Çünkü sabah 07:45'te başlayan iş günüm genellikle 20:00'da sonlanıyor.
Bu sene sadece 3 gün tatil yapabildim.
Sonra O geldi.
Bıkkınlık içinde olduğum bir zamanda hayatıma güneş gibi doğdu.
Başlangıçtan bu yana çok yol aldık.
Naifliği, tatlılığı, gösterdiği özeni beni çook mutlu ediyor.
Ne zaman bunalsam, darlansam ona koşuyorum.
Yine bütün sakinliğiyle teselli etmeye çalışıyor.
Allahım ben böyle tatlı bir insanı nereden buldum diye kendi kendime sorarken gamzelerini görüp daha da mutlu oluyorum.
Dilerim hep yanımda kalsın. 2014'te başıma gelen en güzel şey O çünkü.
İşte böyle.
Yarı yarıya muhteşem (!) bir yıldı, bunun bir parçası olduğunuz için teşekkürler :):):)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder