8 Ağu 2016

To Rome With Love

Her Hıdırellez'de istisnasız olarak, en az iki ülkeye gitme dileğim olur.
Birkaç sene evvel İngiltere'yi çizmiştim. Allah gönlüme göre mi verdi nedir, gitmek nasip oldu.
Bu sene çok uzun zamandır gitmek istediğim Roma'yı çizmiştim ve nihayet gerçekleşti.
Geçen hafta oradaydım ve gittikten sonra kendisini 'Yaşanabilir şehirler Listesi'nde, gördüğüm şehirler arasında ilk 3'e soktum.
Bir kere çılgınca araştırıp gitmezsem olmazdı, bu nedenle detaylara bakıp (nerede yenir, neresi gezilir), Yaşar Kemal kapaklı defterime bir güzel yazdım. Bu tip tatillerde kardeşimle aramızda çok adil bir iş bölümü yaparız: O uçak biletleri, otel rezervasyonları ile uğraşır, ben koca tatilin gezilecek yerleri, yenilecek yemekleri vs.sini planlarım. Nitekim Roma gibi kültür sanatın başkenti olan bir şehirde de bu dolu dolu oldu.
Löplöpçüler, Trip Advisor ve bloglar en çok faydalandığım siteler. Özellikle Löplöpçüler, lokallerin gittiği mekanları araştırdıkları için yemek anlamında bizi ihya etti. Dünyanın en güzel pesso sosunu, makarnasını ve pizzasını yedim. Benim için bundan daha büyük bir keyif olamaz.
Bazı bloglardaki gibi detay detay şuraya gittik, buraya gittik yazmayacağım. Genel görüşlerimden bahsedeyim sadece:
  1. İtalyanlar çok tatlışko insanlar. Özellikle erkekleri çok yakışıklı. Yakışıklı olmayanların bile bir karizması var, kılık kıyafetleri 'jilet gibi' diyebileceğimiz türden.
  2. Mağazalardaki kadın kıyafetleri Türkiye'ye göre daha usturuplu, çok şaşırdık görünce. Bizde genelde çok güzel elbiseler olsa da poponun hemen altında bittiği için 'Şunları daha uzun yapamaz mısınız?' diye söyleniyordum. Buradaki neredeyse tüm elbiselerin açıklığı istenilen düzeyde, çok usturuplu.
  3. Ülkeye genel olarak bir huzur hakim. Tabiiki bizimki gibi anlık olarak değişen bir ülke gündemleri olmamasından da kaynaklanıyor olabilir. Terör korkusu olmadan gezmeyi özlemişim. Annem 'Bu huzuru biz hak etmiyor muyuz?' diye üzülerek sorduğunda anladım ki, Özgürle yaptığımız 'Bu ülkede çocuk yapılmaz' - 'Saçmalama Özgür, bunun ülkesi olur muymuş?' tartışmasında Özgür haklı çıktı. Doğduğu coğrafya insanın kaderi oluveriyor ve ben hayatımda bundan daha üzücü bir şey bilmiyorum.
  4. Genel olarak gezerken (yurt dışıyla sınırlamayayım) tam bir Christopher Mccandless'ım. Hiçbir şeyden tiksinmek, yüksünmek yok. Kaldırımda oturup döke saça yemek yemek desen bende. Yani beş yıldızlı otel konforu aramıyorum. 4 günde en az 30 km yürümüşüzdür, şikayet edecek değilim. Bir şehri görmenin en güzel yolu yürümek değil de nedir?
  5. Roma çok ama çok romantik bir şehir, her yerde sevgililer var. Baktıkça ağladık hahaha:) Siz siz olun, ne yapın yapın sevgilinizle gidin. Üç beş kat daha aşık olup döneceksiniz, garantiyi ben veriyorum.
  6. Skandallara bakmadan gidip geldim, bir baktım Boğaziçi Köprüsü'nün ismi değiştirilmiş. Ülkede olaylar çok hızlı gelişiyor. Oysa ki haber almadan yaşamak mutluluktu.
  7. Çok kenar bir mahallede dünyanın en güzel pizzasını yedim.
  8. Michalengelo insan olamaz. O yıllarda, teknoloji hiç yokken nasıl bu kadar olağanüstü şeyler çizmiş, aklım almıyor. Onun resimlerini gördükten sonra diğerlerine bakamıyorsun zaten, çok yavan geliyor.
  9. Roma gerçekten bir açık hava müzesi.
  10. Otobüslerde bilet kullanmıyorlar, kart falan basmadan bindik. Gidecek olan varsa aklında olsun.
Sevgiyle kalınız:)

1 yorum:

  1. Böyle bir konuda haklı çıkmak istemezdim aslında ama durum bu. Türkiye'de çocuk yapmak mantıklı değil. Umarım önümüzdeki zamanlarda fikrimizi değiştirecek şeyler olur. Umutlu değilim gerçi...

    YanıtlaSil