20 Nis 2014

Bir özel sektör neferi olan Hazal kızın maceraları part-1

Eveeeetttt, anladığınız üzere çalışma hayatına balıklama olarak dalmış bulunuyorum arkadaşlar!
Tam 1 ay oldu ve rahatlıkla söyleyebilirim ki bir yanım İngiltere'yi, bir yanım da öğrenci hayatını mumla arıyor. Öte yandan da çalışıyor ve kendi parasını kazanıyor olmanın özgüveni bambaşka hissettiriyor. Duygudan duyguya savruluyorum.

Başa döneyim.

Efendim, Türkiye'nin en büyük şirketlerinden birinin en büyük iştirakinin (süper karışık bi cümle oldu ama) İnsan Kaynakları departmanında çalışmaya başladım. Bu işe girebilmek için 3 mülakat ve bir adet İngilizce yeterlilik sınavından geçtim ve bir de sunum yaptım, süreç uzundu yani. Modern bir binada "ofis işi". Şirkette binden fazla çalışan var ve sürekli birbirimizi tanımaya çalışıyoruz. Elimde bir Dect telefon, bir yandan kulağıma yapıştırıp cevaplarken ya da adaylarla konuşurken, diğer yandan da mail yazmaya çalışıyorum. Tipik bir Amerikan filmi "plaza karakteri" gibiyim.

"Hazal Hanım" denmesi hala tuhafıma gidiyor. Yaşım 24 fakat bildiğiniz gibi 17 hissetmekte üstüme yok.Çalışma ortamında herkes birbirine ismiyle hitap ediyor fakat mavi yakalılar hanımlı beyli konuştuğu için bu tuhaf his oluştu bende.
Sabahları eğer fırına gidip yiyecek bir şey alacaksam 6'da kalkıyorum, ha ama eğer 15 dakika daha fazla uyumaya yeltenirsem 6'yı 20 geçe diyebilirim. Geçenlerde ilk defa saati ertelemek yerine kapatmışım,bir kalktım 7:20. Halbuki 8'de işbaşı yapmam lazım.Annem bıraktı.
(Bursa'nın Gemlik ilçesinde olduğu için fabrika, iki saaat öncesinden kalkmam gerekiyor)

İlk mülakatımı yaptım, ilk oryantasyon sunumunu da gerçekleştirdim. Bir numaralı yaşam koçum İrem Hanımla birlikte sayısız mülakata girdim ve bolbol gözlem yapma şansı elde ettim.Anladım ki Odtülü,Boğaziçili falan olmanız hiçbir önem arz etmiyor gençler.Buna güvenmeyelim piliz çünkü önemli olan şey İngilizce,mücadele ruhu ve kendine güven.Pasif olmamak,çeviklik ve enerji.Benim enerjim üst düzeyde kalıyor mesela,çalışanlar bana sürekli "Yine bomba gibi misin?" diye soruyor. "Allahım deli yaa" diye diye gülüyorlar.

Çünkü ben bu esprili yapımı bir kenara atamıyorum. Tabiki ciddi olması gereken zamanlarda herkes ciddi ama gerektiği zaman geyik de yapılıyor. Pozitif oluşum ve güleryüzlü tavrım da özellikle böyle bir departman için artı.
İşe başladığım ilk gün müdürüm bana "Sen hala liseden mezun olmuş 17 lik bir kız gibisin" dedi. Çok yeni ve çok masummuşum,iş hayatı öyle değilmiş. Temkinli olmakta fayda varmış. Enerjimden ve güleryüzümden ise çok memnunmuş.Bunları duyduğuma sevindim tabi.

Bunun yanında tabiki zorlandığım noktalar var: Öğrenilmesi gereken bir dünya şey var, hepsi ayrı birer süreç. Zaman zaman zorlansam da sağolsunlar yardımcı oluyorlar."Çok mu soru sordum?" diye sürekli soruyorum ama yok iyiymiş böyle, sormalıymışım da zaten.

Şimdilik memnunlar benden, ben de onlardan. İnşallah böyle de gider bakalım.

Aktaracaklarım bu kadar. Hafta içi her akşam 10 dedin mi uyuduğum ve hiçbir şeye vakit bulamadığım için blog da yazamamıştım, arayı böylece kapatayım.

Çüüüzzzz.