14 Kas 2015

Değiştiremeyeceğim gerçekler

  • İstediğin kadar çok bakımlı, çok zarif, çok çekici olmaya çalış, olamayacaksın. Çünkü senin kafan başka çalışıyor. Sen dıştan çok içe bakıyorsun, moda sürekli değişiyor, takip etmek istemiyorsun. Rahatına düşkün bir tip olduğun için spor ayakkabı ve sırt çantası ile dağı, taşı, bayırı gezmek istiyorsun. Makyaj nasıl yapılır asla bilmiyorsun, öğrenemeyeceksin de. Küçükken kardeşinle evcilik oynarken onun kendine yaptığı makyajı nasıl hayranlıkla izlediğini hatırla. Annenin makyaj malzemelerini alıp ayna karşısına geçer, farı gözüne sürüp "Bok gibi oldu" diye silerdin. O günden bu güne de pek bir ilerleme olmadı zaten.
  • Dağ, taş, bayır gezerken de dünyanın en salaş otellerinde/hostellerinde kalıp ses etmezsin. Parana göre alacağın hizmet de düşük olacağı için kabullenirsin. Merdivenlere oturup, salaş el arabalarından yemek yiyebilirsin. Çok lüks yerlere de rahatlıkla ayak uydurabiliyorsun ama araba kapının açılmasından, garsonun sana "Efendim" diye hitap etmesinden rahatsız oluyorsun. Çünkü ruhun avam.
  • İnsanlardaki çıtkırıldımlık sende yok. Böcek görünce bağırmıyorsun, ağır pazar poşetleri taşırken söylenmiyorsun. Tüm işlerini hart hurt yapıyorsun yani. Kadınlar neden bu kadar mızıldanıyor anlamıyorsun da. Öyle işte.
  • Çok sabırsızsın, içinde senden önce koşmak isteyen biri var sanki. Sakin kalamıyorsun, hareket etmezsen enerjini atamıyorsun. Hiperaktif değil, hareketlisin ve bundan dolayı yavaş insanları kesinlikle anlayamıyorsun. Her işin hızlı, her işin acele. Yolda yürürken sallana sallana giden insanlara bakıp, "Bakına bakına gidiyor, bağa bahçeye bakıyor gibi yaaa" diye söylenmen bundan. Önünde yürüyen insanı geçemeyecek kadar dar bir yoldaysan "ÖÖÖÖÖF" diye bağırışın bundan. Duramıyorsun. İşte asıl nedeni bu topuklu ayakkabı giyemeyişinin, hızını kesiyor. Giyince kendini çok güzel hissediyorsun, yakıştığını düşünüyorsun ama günlük hayatta tercih sebebi değil.
  • Cebinde, çantanda kolonyalı mendil ve benzeri acil durum malzemeleri taşımıyorsun. Bir makyaj çantan var, içinde 3 renk ruj, bir küçük şişe parfüm var. Kalem, rimel falan yok yani, ihtiyaç duymuyorsun.
  • Ayakkabı alırken çok geriliyorsun. İşte bundandır mağaza görevlisinin "Çok kısa sürede aldınız, çok teşekkürler" deyişi.
  • Bir şeyden etkilendiğin zaman durup durup onu düşünüyorsun, atamıyorsun içinden.
  • Kafanda hiç durmadan konuşan birileri var. Yatarken, okurken, yürürken falan hep bir şeyler düşünüyorsun. İşte bundan kaynaklanıyor sendeki konsantrasyon eksikliği.
  • Bir şeyden soğuyunca eskiye dönemiyorsun. Dönsen de aynı tadı alamadığın için vazgeçiyorsun.
  • Artık çok çabuk gözlerin doluyor. Nedenini anlamıyorsun.
  • "Kaç yaşında olduğunu bilmiyor olsaydın kaç yaşında olurdun?" sorusuna vereceğin cevap 17.
  • İnsanları dinliyor ama çok azına katılıyorsun. Söylediklerini süzgeçten geçirip, istediğine inanmayı seçiyorsun.
  • Bazen hayatta çok şey kaçırıyormuşsun gibi geliyor. Sonra bu duygu geçiyor.
Karmakarışıksın yani.
Aman naparsın Hazal, Allah da seni böyle yaratmış.
Kabullenmekten başka elden ne gelir?