22 Ara 2015

Bu bir milattır arkadaşlar!!!

Yaklaşık 3 haftadır özel bir üniversitenin İK eğitimine katılıyorum.
Psikolojiyle alakalı konular anlatıyorlar daha çok. O kadar hoşuma gidiyor ki anlatamam.
Mesela bu hafta alışkanlıklardan da bahsettiler. Her alışkanlığın oluşma süresi - bizim de bildiğimiz üzere- 21 günmüş ve bir alışkanlıktan kurtulmanın yolu bunun bir şemasının çizilmesiymiş. Şemayı çizip en mutlu olduğun anı tespit ettikten sonra o mutluluğu başka bir mutlulukla değiştirmek gerekiyormuş. Tabii bu yeni alışkanlığa bağlanma süresi de 21 gün.
Şimdi ben buradan ne çıkardım?
İşe girdiğim günden beri yani yaklaşık 2 yıldır hayatım genelde iş üzerine kurulu oldu.
Yine geziyorum ediyorum falan ama bir katma değeri yok.
Geçen sene yazın bir ukulele almıştım kendime. Tam bir maymun iştahlı gibi atladım hemen, çünkü ne nota bilirim ne de bir gitar tıngırdatmışlığım ya da özenmişliğim vardır. Buna özenmeme sebep olan şey, yazın tatilde okuduğum "Kumral Ada Mavi Tuna". Kitaptaki Meriç karakterinin kayınvalidesine "Yüksek yüksek tepelere" şarkısını gitarla çaldığını okuduğumda, kitabı bir iki dakikalığına kapatıp hayal etmiştim. Gitar olmazdı, çok büyük geldi. Ukulelenin sesini çok seviyordum, o olsundu.
- Hikaye bu.-
Zaman zaman Cumartesi günleri işe gittiğim için, Pazarlar bana kalsın, uyuyayım kahvaltı yapayım, efendim Bihter Ziyagil gibi takılayım derken ihmal ettim. Şu anda çevremdeki insanlara "Ukul..." dediğim an "Amaaaan" deyip sallamıyorlar.
Neyse ki 1 yılın sonunda (Bakınız: Ertelemeye yatkınlık) somut bir adım atarak hocanın numarasını aldım, eğitim Ocak ayında bittikten sonra ilk iş arayacağım.
Peki ben bunu neden yapıyorum?
Kendime küçük çaplı hedefler koymaya karar verdim ve buna ilk önce alışkanlıklarımdan başladım.
Kırması çok zor. İnanılmaz zor ama ilk adımı şöyle attım: Hayatımda ilk defa topuklu kısa çizme aldım kendime. İlk giydiğim gün evden çıktığım an kendimi çok ilginç hissettim, sanki herkes bana bakıp bakıp "AAAAAAAA HAZAL TOPUKLU ÇİZME GİYMİŞ" diyecek ve kahkahalarla gülecekti. Bir de tak tuk ses çıkarıyor, yürürken herkes bana bakıyormuş gibi geldi, "Çok ses yapıyor" dedim ama inat ettim. Birkaç kişi sordu, "Aaa ne güzelmiş çizmen" dediler. Ben de mutlu oldum tabii. Hem de hiç yapmadığım bir şeyi yapmanın huzuru vardı üzerimde.
Dün gittiğim bir restorantta, daha önce sorsalar yemek istemeyeceğim bir şeyi tattım ve uzun zamandır bu kadar güzel bir şey yemediğimi fark ettim.
Lisedeyken çok kitap okurdum. 15 yaşındayken tanışsaydık size Atatürk'ten, Latife Hanım'dan bahseder, tarih anlatırdım. Mizah dergilerini, Geo'yu anlatırdım. Şimdi eskisi kadar okuyamıyorum, yatmadan önce mutlaka okuyorum - bunu da bir hedef olarak koydum- ama arttıracağım.
Sporu sevmesem de, bir gün için bile olsa gideceğim.
Yurt dışına gideceğim.
Birilerine yardım edeceğim.
Allah sağlık verirse ben bunların hepsini yapmayı hedefliyorum.
Ha bu arada bir de diyete başladım. İstikrarlı bir şekilde devam ediyorum, 3 kilo falan versem o da yeter.
Değişmenin dayanılmaz hafifliği çok cezbetti çok.
Herkese tavsiye ederim.