30 Mar 2012

Manzaradan parçalar



  1. Yes yes,this book is written by Orhan Pamuk.


  2. Hayatımda bir Murphy kuralının geçerli olduğunun idrakine yeni yeni vardım.Şöyle ki ben kimseyi doktor,mühendis,yönetici,ev hanımı falan diye ayırıp ona göre konuşmuyorum.Bu isterse iş görüşmesi olsun,isterse bi tanışma olsun...Belki de insanlar beni bu yüzden seviyordur,bilmiyorum.Kendim gibi konuşuyorum ben,çünkü başka türlü nasıl olunur bilmiyorum.Espriyse hepsine ulan!Hem zaten onlar da senin benim gibi genç olmuş,aşık olmuş,gülmüş,ağlamış,hayattan umduğunu bulmuş-bulamamış tipler.İsterse master yapsın,Oxford'u birincilikle bitirsin,tıpta falan dahi olsun,"Ben çok iyi fal bakıyorum" diyen kimi duysalar,hemen ellerinde birer kapatılmış fincanla geleceklerini biliyoruz.E nerde kaldı senin ilim irfan yuvasında geçirdiğin uhrevi zaman?Yaaa,insanlar aslında çözülmesi son derece kolay yaratıklar bebişler,yeter ki yöntemini bilelim...


  3. Metroda katil olucam bigün.Yeminle bak.Geçen gün bindim,oturdum bi koltuğa,gidiyorum.Beş durak falan sonra 30lu yaşlarda bi kadın geldi yanıma,ayakta dikildi.Bir durak sonra da başka bi teyze geldi,onun yanına dikildi.Göbeğiyle beni ittirip öf pöf falan yapıp durdu.Bu tipler,günden gelenler oldukları için dönüp bakıp yer de vermedim.Sonra neyse bu 30lu yaşlardaki döndü,teyzeye sordu,"Nereye gidiyosun?"-"Arabayatağı" dedi o da.Ben üç durak sonra inicem,teyze daha bi on durak daha gidicek demek oluyodu bu.Neyse bu kadın döndü bana,"Canım kalkar mısın,teyze otursun" dedi...Şöyle bi yüzüne baktım...Mal!Orda 87589578 tane erkek varken neden bana söylüyosun ki?Yemiyo dimi?Çıldırcaktım yaa..."Aman be tamam" dedim,uğraşmadım,3 durak sonra incektim zaten...Teyze gayet salak bi mazlum tavırla oturdu,teşekkür etti...Olaya gel şimdi...Ben ineceğim durağa geldim ve ne göreyim!Yerime oturan kadın ok gibi fırlayıp indi ya metrodan...!!!!Allahım ya,resmen yalan söylemiş...Ben kime kızayım,neye kızayım.Tek dileğim,lütfen teyzelere özel bi metro yapılsın.Daha adım atmayı bilmiyolar,oturmayı bilmiyolar.EY BELEDİYE,DUY SESİMİ!

  4. Bi psikoloji kitabı aldım,"İnsanı Tanıma Sanatı"-Alfred Adler'in...Neler öğrendim neler,hem anlatımı kolay,hem anlaması.Herkese benden tavsiye.

  5. Bu hafta sınavlar başlıyor,bana ve vatana millete hayırlı olsun,bol şans dileyin efem...Kalın sağlıcakla.

27 Mar 2012

Asıl önemli olan şey...

Siz ona "size az gelen" bir şey de yapsanız,bir şey de alsanız,gözleri dolu dolu "Kendimi hiç bu kadar mutlu hissetmemiştim,hiç böyle bir gün geçirmemiştim...Ben seni hak edicek ne yaptım?" demesidir.
Kalpleri fetheder,seviyorsunuz evet,bir on kat daha sevdirir kendini.
Ve ben dün bu adamın doğum gününü kutladım...
İyi ki var,çok seviyorum...

24 Mar 2012

Geç kaldım!

Kaç gün oldu yazmayalı,bilmiyorum.
O kadar çok koşturuyorum,uğraşıyorum ki bloguma uğramaya zamanım olmuyor.
Bu hafta hele epeyce yoğundu.Haftaya da bütün derslere gidicem,ertesi hafta vizelerim başladığı için.
Diyetisyene gidicem dedim ama annemle son dakikada bi anlaşma yaptık:Önce sabah aç bi şekilde tartılıp kilolarımıza bakıcaz.15 gün içinde en çok kim kilo verirse,kilo veremeyen ona ödül alıcak."Valla altınımı bozdurup alıcam" dedim,"Tamam" dedi hahaha:D
Bu arada kuzenim Eylül,yurtdışına bale eğitimi almaya gidiyor,birkaç hafta mı ay mı bilmiyorum da.Çok sevindim,çok yetenekli bulmuşlar onu Raşın pipıllar.

Okul bi yandaaann,kurs bi yandaaan,sevgilimin doğum günü bi yandaaannn...Çok yoğun,stresli.Alnımda küçük küçük sivilceler var,ki ergenlik döneminde bile sıfır sivilceli bi tiptim.Neyse geçer artık...
Şu Nisan 11den sonra-çünkü sınavlarım o zaman bitiyo- söz daha güzeliz:)öööööö:D
P.S:"Neşene hayranım,çok renkli bi hayatın var" diyen sevgili arkadaşım Merve,bak görüyosun ki sürekli koşuyorum ben.Renkli değil,hareketli:)Öptüm...

17 Mar 2012

Başın öne eğilmesin...


2005 yılında Sinop Cezaevi'ne gitmiştim.Orada, bir odanın bir köşesindeki yıkılmış duvarı gösterdiler bize."Başın öne eğilmesin şiiri işte bu duvara Sabahattin Ali tarafından yazıldı,sonra yıktılar" dediler.
Çünkü şarkıdaki gibi "sitem yolla" değil,"küfür yolla" yazmış o zamanlar...Sonradan değiştirmişler şarkıyı...
Bu olayı çok net hatırlıyorum.

Sabahattin Ali okumamıştım iki yıl öncesine kadar.Bir gün D&R'da gezerken klasiklerin arasında gördüm kitaplarını."Kürk Mantolu Madonna'dan çok bahsediyolar,alsam ya" dedim,aldım.
Okudukça şaşırdım,okudukça bayıldım.
Hiç abartısız;çok susamışken bulduğunuz bir bardak suyun tadını verdi bana kitapları."Nasıl oluyor bu yaaa?" dediğimi hatırlıyorum,"Nasıl oluyor da 60 yıl önce yazılan bir roman,hala yaşadığımız şeylere duygulara bu kadar hızlı cevap verebiliyor?"
Ne yaşıyorsak,ne hissediyorsak hepsini teek tekk yazmış.O kadar da mantıklı açıklamalar serpiştirmiş ki aralarına,hayran olmamak elde değil.
Kitap benim ilk 3ümde şu anda.İlk ikisini söylemem,çatlayın:)
Neyse sonra bir Elif Şafak,bir Marquez gibi tüm kitaplarını almaya koyuldum.Önce "İçimizdeki Şeytan"ı aldım.Okurken yine aklım çıktı,"Yuh ama yaa" dediğimi hatırlıyorum.İpek nolduğunu sorduğunda şöyle demiştim,"Bir insan iki sayfa boyunca araya hiçbir şey katmadan aşk ilanı yazabilir mi?Yazsa da bu kadar güzel olabilir mi?"
"Değirmen" geldi sonra,Ayça'nın hediyesi bana.Kitaptaki ilk öyküyü annem okumuş bi ara,merakından,"Çok güzeldi,bayıldım" dedi.Ben de dedim.

Onun dili çok akıcı,sürükleyici,bir çırpıda okunan cinsten.
Öldürülmeseydi çok daha iyilerini de yazardı,eminim.
İyi ki yazmış.Okumaktan bu kadar keyif aldığım yazar azdır.

Onun insanlığı,onun dünya görüşü,onun hayata bakışı çok zekice,çok farklı ve aynı zamanda herkesle aynı.
Ömrüm oldukça ben hep alırım kitaplarını.
Yeter ki başım öne eğilmesin...

16 Mar 2012

severim...



"Kalbimin ortasına bıraktın aşkını" cümlesine bayıldım,benim için de öyle ama bana batmıyor,acıtmıyor;aksine dünyanın en mutlu insanı yapıyor...
Bittim şarkıya...
Aaaa aklıma geldi,Zeynep de sever Göksel'i.Benden sana gelsin madem dostum...:)

15 Mar 2012

yarın "Soframız" programında...

Yarın-yani cuma günü-saat 13:00de Soframız programında;kıyamadığım maydanozlar ve heyecandan mıkır mıkır konuşmalar ve bitmek bilmeyen kahkahalarımla sinirlerinizi bozacağım efendim...
İzleyecek olanlara duyurulur:):)

11 Mar 2012

Bazen

***Bazen çok cool olmak istiyorum-evet cool diye de bi şey var-.Böyle gizemli gizemli takılayım da herkes beni merak etsin falan.Gerçi beni dışarıdan gören herkes bi burnu havada zannediyomuş ya,benim bahsettiğim şey ayrı...

***Murathan Munganla bi şömine başında oturup sohbet etmek isterdim.Farklı düşünen beyinleri,keskin zekalı insanları seviyorum çünkü.Gerçi genelde o konuşurdu ben dinlerdim,çok şey öğrenirdim gibime geliyor.
Çok ayrı bende yeri.Yaşayan edebiyatçılar arasında en sevdiğimdir...
Belki bana:"Biliyor musun,saklanmanın yolu çok fazla ortalıkta olmaktan geçer" derdi,katılırdım,tasdik ederdim.

***Bu aralar kafayı ingilizceyle bozdum.Bir türkçe bir de ingilizce kitap okuyorum.Kursta kur atladıkça işler zorlaşıyor,sürekli çalışıyorum,ingilizce okuyorum,ingilizce çalışıyorum,ingilizce dinliyorum.İşin doğrusu küçüklüğümden beri başka başka diller öğrenmeye,özellikle de ingilizceye karşı büyük bi ilgim var.Hayatım boyunca da sürekli konuşabileceğim bi yerde çalışsam keşke lan.
Hadi bakalım hayırlısı.

P.S:Bu arada "Soframız" programının çekildiği ev bizim değil,dayımın evi..."Aaa evi de böyleymiş" demeyin sonra:)
Öptüm...

9 Mar 2012

Hazalkız "Soframız" programında


Anneeemmmmm!:)





Valla ne ara annemi aradılar,kabul etti,nasıl oldu bilmem ama kendimizi birden Star tvde yayınlanan "Soframız" programında bulduk...
Annem yemek yapacaktı,biz de ikizimle bir yemeği beraber yapacaktık...
Şimdiden söyleyeyim de izleyince şaşırmayın:Yemek yapmak konusunda inanılmaz beceriksiz bi tipim.Elim ev işlerine çok yatkındır,malikhaneyi teslim et,gözün arkada kalmasın.O derece iyi temizlerim.
Kardeşim de tam tersine çok güzel yemek yapar ama ev işinde ı-ıh.Hemen bırakır bana.Değiş tokuş yaparız yani.
Annem yemek yapacaksınız dediğinde ölücem falan sandım.Kamera karşısına geçmemek için çok direndim.Çünkü yapamayacaktım,biliyordum.
Ve beklenen oldu,çekimler sırasında bir maydonozu bile doğrayamadım yaa!Allahımmmm!Nasıl bi stres,nasıl bi heyecan.Bide yine stresten ve heyecandan bık bık bık konuşup durduk kardeşimle,kıza yer kalmadı valla.
Bidaha yapar mısınız deseler asla derim çünkü o dert çekilmez.10 saat çekim olur mu?Evi toplamaya girişince bide ohoooo!
Bittik valla haşat olduk.

Ha bide ilk defa burada söyleyeceğim bişi var:Sunucu kız Burcu,o ekranda kibar hanım hanımcık görünen kız var ya,o kadar kaba ki!Daha gelir gelmez anladım zaten ama bişi diyemiyosun,sürekli gülüyosun,napıcaksın ki...
Öyle işte.İzleyin bakalım vaktiniz olursa blogdaşınızı...
"Tüh beceriksiz" demeyin ama:)

6 Mar 2012

"Beni neden aramıyorsun?"

Çevremdeki herkes sanki birbirini bulup da sözleşmiş gibi aynı soruyu soruyor bu ara bana:"Beni neden aramıyorsun?"
Hayatım boyunca bu soruyu ciddi ciddi sorduğum kimse olmadı.Bulamazsınız.İnsanları müşkül durumlara düşürmekten korkarım.Sebepleri var:
--Gerçekten hiç müsait olmayabilir.
--Canı istememiş olabilir.
--Hali olmayabilir.
--Sevgilisini görmek istiyo olabilir.
--Ailesel faktörler devreye girebilir...vs vs.
Geçen gün halam çağırdı,gittim akşam.Telefonda zaten bi güzel fırçalamıştı.Diyaloga bak;
Açtım:"Efendim halacım" dedim,
"Ben senin halanım" dedi.
"Biliyorum,nasılsın halacım?"
"Ben senin halanım"
"Evet biliyorum dedim ya,numaran var zaten bende"-Salağım anlamadım.
"Onu demiyorum,burada bi halan var,bilmem hatırladın mı?"
Bak şimdi ya!
O an ben sana saydırsam ne kadar da haklı duruma düşerim biliyo musun Nalan hanım?8 ay sonra bi yeğenin olduğunu hatırlayan sensin.Bu çocuklar 4 aydır babalarıyla konuşmuyorsa napıyosunuz iyi misiniz,bi problem var mı diye sorması gereken ben değilim,sensin!Ben arayamıyosam eğer bi büyüklük yapıp araması ve beni utandırması gereken ve ve ve bunu asla yüzüme vurmadan yapması gereken sensin.
Aramadım,o benim hatamdır eyvallah.Fakat benim 70 yaşındaki anneannem bile büyük küçük demeden beni arıyorsa senin bana laf etmeye hakkın yok.
Tabiki onlara gittiğimizde yine sayıp durdular eniştemle beraber ama ben sinirimden sadece "Haklısın" dedim.
Ben sizi,onu,bunu,şunu aramamış veya arayamamış olabilirim.Bu benim hatamdır.Fakat ben sadece bir tek durumda bu yaptığımdan utanırım:Siz beni aramışsınızdır da ben aramamışımdır hiç,ancak o zaman.
Çok duyuyorum ya,inanamazsınız."Arayıp sormuyosun"muş!
O zaman bikere de sen ara arkadaşım...
Bunu bana söyleyenler beni bi kez olsun aramamış insanlar he.Hadi ben müsait değildim,sen arasaydın?
Kızmıyorum ama.Hatalıyım biliyorum.Kendi yaşıtlarıma hele hiç kızmıyorum ama büyükler konusunda çok dertliyim.
Bu şarkı benden tüm arar-severlere gelsin,esen kalınız efem:http://www.youtube.com/watch?v=lcViK9PYPxA

4 Mar 2012

Hazal'ın ilk maç tecrübesinden kareler...

Sabiler analarını bırakıp çitlerden izledi...








Tipime gel hahaha:D Böyle değilim aslında:)






Bulunduğumuz yerin adı:Açık kapı








Bu görünen yerler hep Texas...
Sevgili ikizimle...

Yıllarca, maça gitmeye takıntılı tiplere şaşırdım durdum.Ne buluyolardı da kar yağmur çamur demeden yollara düşüyolardı acaba?
Stadyum burnumun dibinde,yürüme mesafesi beş dakika ama hayatım boyunca hiç maça gitmedim.Çünkü o kadar çok çılgın taraftar var ki buralarda,zaten onlardan illallah gelmiş,aklıma bile gelmedi yani.
Sonra bi şekilde Bursaspor ceza aldı ve sadece kadınlarla çocukların gidebileceği Bursaspor-Karabükspor maçının haberini aldım.
Bu uygulama bana çok doğru geliyor,kadınların birarada olduğu maçlar daha seviyeli,daha güzel geçiyor diye tahmin ediyordum ve bugün,beş altı kişi toplanıp gitme şansı bulduk.

Söylemek isterim ki Bursaspor taraftarı-bilmeyenler için-dünya üzerindeki en çılgın,en tutkulu taraftardır.(Özellikle Texaslılar)Onun üstüne valla görmedim,bir de hep içlerinde yaşadım yıllarca.Bana inanın kuzum:)
Bugün bu maça gidince,insanların neden hep gitmek istediklerini anladım.O kadar deşarj oluyosun ki...Küfrediyosun,binlerce kızla aynı anda atkı sallıyosun.Erkek taraftarlardan valla daha iyilerdi,aynı heyecan aynı coşku...
Nasıl güzel pankartlar vardı bi görseydiniz.Mesela bizimki:"Mağazada indirimi bırakıp da geldik"di.Diğer pankartlara baktım da şunlar yazıyodu:"En büyük tutkum 70lik rakı ve Bursaspor"-"Askerimden izin alıp geldim"-"Babam evde maç izliyor,ben stadta"-"Anne eve gelicem yemeği hazırla" falan.Süper!

O kadar eğlendim ki bağırmaktan sesim kısıldı."Çıldır çıldır çıldırmayan ibne" gibi bi cümleyi bağırarak söylemek bana çok komik geldi.
Zenci oyuncuya "Kara lahana" demek,puşt ve bok gibi şeyleri bağırmak beni rahatlattı.Hepsi bu kadar,daha fazla küfredemem zaten.
Harika bi maçtı.Kızlar kendi aralarında hiç konuşmadan gerçekten çok güzel organize oluyor.İlk yarı bitince mezdeke,a be kaynana,hadiii falan gibi şarkılar çalıp göbek attırdılar bize.
Valla bidaha cezalı maç olsun,koşa koşa giderim.
Yeşil inci falan mı olsam?
Not:3-0 yendik:)