29 Eyl 2010

kendini vur yerden yere

Bazen bana bir şeyler oluyor.Ne olduğunu ise asla anlayamıyorum.
Üstüme bir aptallık çöküyor.Anlama kıtlığı yaşıyorum.Karşımdaki adam 4875845 saat konuşsa,bir saatinden bile verim alamıyorum.

Bazen birinin bana aynı şeyi 8475986 kez tekrar etmesi gerekiyor ki unutmayayım yada anlayayım.
O anda bana ne oluyor bilmiyorum.Dikkat eksikliği midir,konuya ilgisizlik midir bilinmez.

Fakat bazen o dikkati hiç biraraya getiremiyorum.Mesela,eğerki hiç dikkatimi celbetmeyen bir konuyla ilgili ders anlatılıyorsa,o hafta yapacağım alışverişte neler alabileceğimi,evi toplamam gerektiğini,en yakın arkadaşımın ne yaptığını,aramam gereken insanları yada tadı damağımda kalan bir günü düşünüyorum.Bir bakıyorum sonra,adam almış başını gitmiş,dağları tepeleri aşmış.Sonra soruyorum arkadaşıma ,"Ne dedi?"



Bakmayın öyle ona buna laf yetiştirip espri yaptığıma.

Gözükara bir salaklığım da var.Tutmasalar giderim peşinden.

Mesela ben eğer bir şeyi çok beğenmişsem önce denerim sonra fiyatını sorarım-genelde bunu yaparım.Nedense benim pahalılık anlayışım da bir acayiptir.Uygun fiyata pahalı,pahalıya uygun diyebilitem var(tabiki her zaman değil)-bu da bir nevi salaklık nişanesi.



Akıllı geçinen salağım bir nevi.İnsanların hakkımda söyledikleri güzel olsa da bi tuhaf tarafım var malesef.Mesela verilen saati o anki halet-i ruhiyeme göre farklı algılayıp genellikle saatinden çok evvel gittiğim olur.



Atıyorum bir kitaba verdiğim paraya "Bir kitaba bu kadar para mı verilir?" dediklerinde,o kitabı poşetinden çıkarıp bir daha bakarım.

Çünkü hayatım boyunca kitaba verilen paraya acımadım,acımam da.

Pişman değilim,yine olsa yine yaparım arkadaşım.



Kendimden emin bir şekilde bana verilen işimi yaparken- her ne haltsa işte-birinin gelip "Aaaa o iş öyle mi yapılır?" demesi o anda dimağımı durdurur.

Evet aynen öyle,bunu biliyor muydunuz?

Eğer canım istiyorsa yöntemimi delimsi şekilde savunurum ve karşımdaki sırf susmamı istediği için cayar;yada "Nasıl olur ki başka?" derim pısırık bir halde. Yani yenilirim.
Sonra da alır beni düşünceler.



Bazen kendimi çok cesur zannederim ama aslında değilimdir.

Düşünürüm düşünürüm sonra beynimin rafına kaldırırım birçok şeyi.Sonra "Ben neyi düşünmüştüm?" derim.

Unutkanlığımı gidermesi için balık hapı içerim.

Sonra kilo aldırıyor iştahımı açıyor meret diye bırakırım.

Parfüm şişelerim yarım yarım dururken hep başka parfümler alırım.

Eğer idealim alışveriş yapmaksa eve geri döndüğümde,elimde o anda aslında hiçte acil ihtiyacım olmayan şeyleri görüp hayıflanırım(kitap dergi parfüm
falan almış olurum da ondan)fakat "hava çok güzeldi" der,unuturum.

Unutkanlığı gidermesi açısından Sudoku oynarım.Metroda kafayı yerim,bitirince koca bir oh çekerim.Kafamı kaldırdığımda karşımdaki insancıkla gözgöze gelip başımı eğerim.

Utangacımdır da.Salakça bir utangaçlığım vardır.



Sezen Aksu ne diyor bir şarkısında;
"Görünüşüme bakıp da sen beni sakın cin fikirli sanma,
Hani yağmasan da gürle benim durumum,çalımıma aldanma,
Okurum yazarım konuşurum kelimelerin efendisiyim amma,
Aşka gelince eni konu safım,sen şanıma inanma..."

Al işte aynı ben.
Bakmayın öyle iyi hoş göründüğüme.
Akıllıyı oynayacak kadar aklım var...


Bana sorsalar Mustafa Topaloğlundan-"Gerizekalı Sevgilim Benim" şarkısını tercih ederim...











26 Eyl 2010

bir çifti itici yapan 10 neden

1)Hitap şekilleri:Hey güzel Allahım,bin türlüsü var.İnsan bakmasa da duyuyor,duymasa da görüyor.Dışarıdan bakana-sevgilisi olana olmayana ve büyük konuşana eziyet.Çifte ise meziyet.
Örnek isteyene özet:-Aşkitommmm
-Bebeeeeemmmmmm
-Limonlu cheesecake im/Krokanlı pastam
-Kalbim(yuh kıro)
-Böceğiiiimm
-Çikolata sevgilim...gibi.
Lanet olsun lan!
2)Yolda yürüyüş stilleri:Bazıları için bu madde.İnsan gibi yürümeyenler için.
Kardeşim tutuş el ele.Nasıl istiyorsan yani,sana karışan eden yok ama nedir o yolun tam ortasında giderken ve ben artık bana yol vermenizi insan üstü bir sabırla beklerken kızın kafasına şakasına vurmalar,caaapp diye öpüp iğrenç espriler yapmalar...Bu nasıl bir hayat tarzıdır söyle bana nasıl?Her şeyin bir adabı var ama aaaaaa!!!Sinirlendiriyosunuz beni.
3)Fotoğraf kareleri:Neden söyler misiniz bana neden, her çift bir mekana gidip birbirlerinin illaki fotoğraflarını çekerler?Ve genellikle erkek başka bir yöne bakar gibi yapar,kız da başı yüzseksen derece yatık poz verir?Bunun mantığı nedir,bana açıklar mısınız rica ediyorum???
4)Şarkı ortaklığı-"Bu şarkı bizim olsun mu aşkoommm?":Çiftlerin mevz-u bahislerinden biri daha.İllaki bir şarkı onların olacak.Ayrıldıktan sonra da eğer o şarkı çiftlerden birinin en sevdiğiyse muhtemelen birdaha dinleyemeyecek.Lanet olasıca bir hal.Fakat buna o kadar kızmıyorum,seçmesen de o şarkı illaki seni bir yerden gelip yakalıyor,elde değil.Ayrılınca kötü.Gitti yıllardır mest olarak dinlediğin şarkı...
5)Kıskanıyorum abi!-:Tamam seven kıskanır da bokunu çıkaranı da kabul edemem artık.Genellikle erkek tarafı kız kısmının burnundan getirir bu konuda.Zavallı ise gözlerinden adeta kalpler fışkırarak şöyle der"Bana aşık da ondan böyle yapıyor"-Nasıl aşk bu lan?Nasıl aşk?Ben dışardan gören 3.gözünüz olarak diyorum ki adam bildiğin manyak!Terelelli!Yapma kızım yapma iki gözüm vazgeç bu sevdadan.İş ciddiye binerse canın yanar.
"Aaaaaa Hazal ne bağırıyosun be?"
"Ne halin varsa gör derim,çeker giderim arkadaşım."
6)Sahipleniş biçimleri:Yolda yürürsünüz.Karşıdan bir çift gelmektedir.Kız orta halli olmakla beraber çocuk hoş yada hoşa yakındır.Bu değerlendirme saniyeliktir çünkü siz kimseyle ilgilenmemektesinizdir.Fakat dişi kişi sizi daha uzaktan gördüğü anda,o sırada elini tutmadığı hatta muhtemelen kavga ettiği erkeğinin eline koluna yapışır.Sarılır.Üzerindeki hayali iplikleri toplamaya falan başlar.Hatta kıravatı varsa sıkar hatta öldürmeye kadar varır bu sıkma işi.
Erkek kısmı ise,manitasının herhangi bir erkek arkadaşını tehlike olarak gördüğünde belli başlı üç planını uygular:-Elini çok ama çok sıkar.
-Sırtına okkalı bir şaplak indirip "Görüşücez" der.
-Kıza "Birdaha onunla görüşme,sevmedim" der.
7)Ortam halleri:Nedense bir arkadaş ortamında hep "biz"li konuşmalar.Normal ama.Olabilir de.Durup durup öpmeler,içli şarkılarda göğsünde ağlamaya kadar varan yakınlaşmalar.Ne bileyim insan içinde şimdilik hala tuhaf geliyor bana.
8)"Sen beni artık sevmiyosun Halit":Hayır yavrum.Halit seni seviyor ama bütün gün bırbır konuşmalarından,hayat kargaşasından,derslerden,kıskançlıklarından ve gereksiz alınganlıklarından sıkıldı.Ona şöyle güzel bir sürpriz yapsan mesela,anlarsın ne olup bittiğini diye tahmin ediyorum.Her şey mesele sana be yaaa!!
9)Espri yapan erkek-boş bakan kız(yada tam tersi):Genelde görürsünüz bu tipleri.Bir taraf diğerine espri yapıyordur ve karşı taraf bu espriyi beğenmemiştir.Kızlar genellikle boş boş bakar yada dişlerini göstermeden güler.Erkeklerse ya hiç gülmez yada minik güler.Ama geneli hiç gülmez.Bana kalırsa en büyük erkek hatalarından biri,kızlara aslında kendilerinin bile zoraki güldükleri esprileri satmaları,kızların ise kendimi beğendireyim-bak aslında bende olup diğerlerinde olmayan en büyük özellik der gibi bir dertle yaptıkları sık ve boş konuşmalardır.
10)Facebook duvar yazıları:Yazıp da aşkını milletin gözüne sokmayı çok seven tiplerdir.Ortalama olarak üç çiftten ikisine karşılık gelir.Acilen literatürden silinmelidir.
P.S:Alışverişi Mangoda yapan çiftler de itici bak.
P.S 2:Bir gün sevgilim olduğunda bunlardan birini bile yapmaya yeltenirsem-ki hiç sanmıyorum ama halet-i ruhiye farklı oluyo ya o zaman- hemen uyarın beni bak!Tamam mı uyarın.Yoksa suçlusu sizsiniz:):)

18 Eyl 2010

çift sarılı

Hazal 1990 yılında dünyaya geldi ve doğduğundan beri Bursada yaşıyor.İkizi var.Annesi ve babası boşanalı on yıl oluyor ve o bundan asla bir mutsuzluk yada rahatsızlık duymadığını belirtiyor.Kimine göre itici kimine göre sevimli.Kendisine soracak olsanız,her ikisinden de farklı olarak içten içe bol çelişkili bir insan olduğunu söylüyor.Mahremiyetine bolca düşkün.Yalnızlığa ve uzun sessizliklere tahammül edemiyor.
Yedi yaşındaki kuzeni Eylüle ölüyor.Hayatta en değer verdiği insanların neredeyse başında o geliyor.
Aşk hayatı konusunda yorum yapmaktan kaçınan Hazal,magazincilerin artık peşini bırakması gerektiğini,çok sıkıldığını,anneannesinden eve kadar beraber yürüdüğü arkadaşlarıyla bile adının aşk dedikodularına karıştığını ve gazeteyi açıp da haberi gördüğü an kahkahalara boğulduğunu anlatıyor.
Magazin camiasından dost edinilemeyeceği görüşünde."Aşklar ise yalan" diyor.
Ona çok sık sorulan iki sorudan birinin özel hayatı,diğerinin ise ikizi olduğunu söyleyen Hazal,bu konudaki düşüncelerini şöyle belirtiyor:
"Bu soru bana ve kardeşime,kendimizi bildik bileli soruldu.'İkiz olmak nasıl bir duygu?'
Biz de hep 'normaalllll' dedik.Hep öyleydi,arkadaş gibiydik.
Fakat bugün bulaşıkları makineye yerleştirirken,eve gelen bir teyzenin söylediği cümle aklımı başıma getirdi:"Bu kızın daha uzunmuş"
İşte o an anladım ki ikiz olmak aslında normal bir durum değil.Hayatınız boyunca kıyaslanacağınız bir insanla beraber doğuyorsunuz.Buna mahkumsunuz çünkü siz 'çift sarılısınız'
Her zaman biri diğerinden çalışkan,akıllı,güzel yada sevimli oluyor.Aslında biri diğerinden daha iyi yada daha başarılı oluyor.Evlenseniz bile 'Onun kocası daha iyi' olacağı şimdiden kesin gibi.
Bazı insanlar sizi tek bir birey olarak görüyor.Ne alınacaksa ikinize birden alınıyor,hak geçmesin diye.Size isteyip istemediğinizi soracak insanlar bazen olmuyor.
Neyseki biz aile bakımından çok şanslıyız.Seçimler hep bize bırakılmıştır ama ne yazıkki bazen bazıları 'O öyle yaptı da sen neden yapmadın?' aşamasında takılı kaldılar.
Onun dışında bir büyüsü bir özelliği yok.Yaşayıp gidiyoruz işte"

Magazin Haberleri-Bilgi Servisi/KELEBEK