17 Eki 2011

bir rüyanın ardından...

Ben her sene 13 Ekimde rüya görürüm.
Küçükken dayım pastalarımızı yapmaya geldiğinde başlamıştı bu.Barbieleri pastanın üzerine yatırıp kremadan yorgan yaptığında tezgaha bile uzanamadığım için parmaklarımın üzerinde yükselip bakmıştım şöyle bir...Oha o neydi öyle!Kreşte havam binbeşyüz olucaktı.-Ki oldu heheh.
Ertesi yıl aynı tarihte eve geldiğimde her yer balonlarla süslüydü.Arkadaşlarım gelecekti.Annem hazırlık yapmıştı,çok heyecanlıydım.
Her yıl böyleydi bu...Hiç şaşmadı.
İki sene önce bir gün yine 13 Ekimde bir salona girdiğimde herkesin yüzünde kendi yüzümün maskesi vardı.Sevinçten ağlamıştım.Fondaki ses Sezen Aksu bir de,gel de ağlama.Gel de seni seven bu kadar çok insana bayılma...

Geçen seneki rüyamda evde anneannemi beklerken mumlar,çiçekler ve Mazhar Alansonun şarkısını buldum.En sevdiğim:"Yandım".Ama hepsinden güzeli altın kızların varlığıydı...
Bu sene olmaz artık dedim.E ama yani her sene rüya görmek olur mu?Öyle güzel ki hepsi,onları toplarım saklarım dedim.
Ama olmadı.Yine gördüm.
Bu sefer annemle akşamüstü karanlık bir yolda gidiyorduk."Anne nereye gidiyoruz?" dedim,sürpriz dedi.Baya bir gittik.Sonra dere kenarında bir yere geldik,her yer karanlıktı.Birilerini gördüm.Bir kız "Işıklar yansınnnnn!" diye bağırdı,yandı.

Her tarafta rengarenk lambalar var.Kocaman bir masa,üzeri yemekler,kalplerle dolu...Ondan da güzeli,etrafımda hep sevdiklerim var:Altın kızlar,Ali,okuldan arkadaşlar ve sevgilim... Sevgilimi gördüğüme zaten ayrıca şok geçirmişken başımızdan aşağı çiçekler atmaya başladılar.Saçlarımıza papatyadan taç yerleştirdiler.
Sonra sanırım herkese sarıldım.Deli gibi gülüyordum,bu insanlar nasıl bu kadar ince olabiliyordu?Ben onları neden bu kadar seviyordum acaba?
Altın kızlar...İşyerine çiçek yollayarak zaten yine mest etmişlerdi beni,sahiden bu kadar çok mu seviyorlardı?Vay be dedim.
Sevgilim...Bütün gün aramamış,arayıp sitem edince de "Özür dilerim canım,unuttum" demişti.Demek buraya...Bu takım elbise,bu özen...Öf Allahım sevmeyeyim de ne yapayım?
Ali...Beş yıldır hiç bırakmadık birbirimizi...Sonradan öğrendim ki bu gün için antrenmana gitmemiş.Canım benim.Ne demeli,nasıl anlatmalı.

Muhabbet,dans,hediyeler...
Allahım dedim,baktım şöyle de bir,ben gerçekten bu kadar iyi bir insan mıyım?
Etrafımdaydı tüm sevdiklerim işte...
Biri elimi tutuyordu.
Hediyelerini verirken hepsinin gözlerinde sevgiyi görüyordum.
Sana şükürler olsun...

Bu arada merak edenleriniz için:Sevgilimden harika bir Zeki Müren plağı geldi.Gel de ölme,gel de bayılma...(Hehehe rezil ettim oğlum seni.Neden anlatıyosun falan diceksin bana hahaha:) )
Rüyam burada bitmedi ama.13 Ekimden iki gün sonra dayımlardaydık,bize hamburger yapıyordu.Ayça da gelmişti.Deniz ve Eylülle oynuyordum.
Arayan soranların sesi çok geldi kulağıma.Telefonlarım hiç susmadı.
Çarşamba günü de babamda olucam galiba,rüyamda gördüm.
Rüyalar gerçek olurmuş.
Siz de görün!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder