2 Oca 2012

olan biten falan filan

--"Hazal pek bi neşelisin bu ara" diyen danışman hocam,biliyorsunuz ki ben sizin yanınıza her zaman öyle geliyorum.Hatta siz de beni idare edilmesi gereken bir deli,"Ah deli çocuk" diye hayıflanan biri gibi karşılıyor,gülüyorsunuz halime.
İçimden geçen neyse genelde çat diye dile getirdiğim şeyler var,mesela bana bir hocanın nasıl ders anlattığını,onu sevip sevmediğimi sorduğunuzda "Sabahat Tuncel'e benziyo" deyişime bile güldünüz.
Burcunuzu soran ilk öğrencinizim.Hatta tutturan."Terazi dimi?"-"Aaa nerden bildin?"-"Çünkü hiçbir hoca okuduğu sınav kağıtlarını,belki bi yanlışım vardır,hak geçmesin diye iki kere okumaz"-"????....???"
Hep heyecanlı,hep bir yerlere yetişmeye çalışır gibi bi halim olduğundan "Tamam Hazal,geç otur şöyle,sakin ol" demek size düşüyor.Halimi hatrımı soruyorsunuz.Öğrencilerinizle hep ilgilisiniz,Allah razı olsun.
Ve sanıyorum ki blogumu okuyorsunuz,ya da benim kuruntum ne bileyim.
Herkes tezleri bir kenara atarken detaylı detaylı okuyup bir de yaptığım yanlışları mail attınız.Düzelttim.İnşallah olmuştur.
He bu arada "İyi çalışmalar,neşeli günler" yazıyorum mailimin sonuna ama kızmazsınız di mi?
Neşe iyidir.Neşe bulaşıcıdır hocam.İlk defa yemek yediğim bir lokantada şefe güldüğümde gelip elimi sıkarak bana iyi seneler diyebiliyorsa para verdiğim için değil,gülen yüzümdendir.
Tamirhanede gördüm geçenlerde,"Güler yüz her kapının anahtarıdır" yazıyordu.
Sizin kapınız kapalı olduğunda da altından atmıştım tezimi.:)
Daha fazla saçmalamadan,tezimi okuyup değerlendirdiğiniz için teşekkürler.
İyi çalışmalar,neşeli günler:)

--Yılbaşında O'na çok istediği gömlekten aldım."Slim fit"
Bana dedi ki "Benim yılbaşında hediye almak gibi bir huyum yok canım, bilgin olsun da bişi bekleme"
"Yok" dedim tüm içtenliğimle,"Karşılıklı almıyorum ki,sadece içimden geldiği için..."
Neyse gün geldi verdim hediyesini.Çok sevindi sarıldı.O sırada arkadaşlarım bişi konuşuyorlardı,dikkatim oraya takıldı bir iki bişi söyledim,sonra O'na bi döndüm...Döndüm ama...Masada küçük bir kutu var...Üzerinde bir süs..."Bu ne?" dedim,güldü."Bu nee?"dedim,güldüm.
Açtım..."AAAAA".Önünden geçtiğimiz gümüşcüde her seferinde bakıp bakıp "Biliyo musun yoncalı kolyeleri çok severim,hep almak isterdim,bakalım mı içeri?" dediğim,kendi almak istediği için(meğersem) beni içeri göndermediği o güzel dört yapraklı,yapraklarının her biri de kalp şeklinde olan o yonca kolye kutunun içindeydi.
Yoncayı çok severim,daha önce de söylemiştim.Tarlasına girer ararım,derste veya başka bir ortamda sıkıldığımda kalem kağıt varsa hep yonca çizerim.Zaaf işte,nedenini bilmem ama galiba şans getirdiğinden...
"Bugün dördüncü ayımıza giriyoruz" dedi "Dört yapraklı olmasının bir anlamı da bundan"
Meğer kaç zaman önce almış bu günü beklemiş.Bir de "Almam" diyo yaaa hahah:)
Nasıl özel düşünülmüş,nasıl güzel bi hediye anlatamam...O benim uğurum asıl,kolye sadece hatırlatıcı.
Boynuna sarıldım,çok duygulandım.Taktım hemen.Hiç çıkartmam artık.
Cansın ciğersin...Çok teşekkür ederim.

--Bu hafta final tatili efendim.Paşa paşa sınavlara hazırlanıyoruz.
Haa bu arada okulumuza geçen hafta Barbaros Şansal geldi.Nasıl severim,görüp dinleyince daha çok sevdim.Paçalarından zeka akıyor adamın."Düşündüğün dilde seviş, düşmanının dilinde savaş " dedi.Unutmamak lazım söylediklerini...
Kulaklara küpe etmeli...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder