27 Oca 2013

Dünyanın en iyi kitabı!

Ömür Akkor'u tanırsınız.
Ben de tanırım.Hem de çok yakından.
Evimize gelir gider,görüşürüz,takılırız birbirimize.Kişisel olarak çok sevdiğim,enerjisine hayran olduğum biridir.
Çünkü siz on dakika mesafeye gitmek için dolmuş ararken,o sırf kaz yemek için Kars'a gider."Ya bi dur Allah aşkına yaaa" derim kesin,ben olsam.Fakat o sürekli gezer,yürür,tadar,yazar.Hep daha iyisini,daha lezzetlisini bulmak için çabalar.
Takdir etmekten başka ne yapabilirim değil mi?İşine bu kadar aşkla bağlı olan kaç insan var?
Hayatımıza girdiğinden beri evde pişen yemeklerden sunumlara kadar her şey baştan aşağı değişti.Daha önce hiç tatmadığım şeyler tattım,"Ya Ömür abi yaa,geçen gün yumurtalı bişi yaptın,yapsana bize ondan" dedim,asla ikiletmedi.Hatta ve hatta ben söylediğimi unutmuştum,o unutmamıştı...
Yani onca hızlı akan hayatında bize de yer açmış,kırmamıştı...

Bu arada kendisinin "Bursa Mutfağı" adında bir kitabı var.Bursa'nın iskenderi ve pideli köftesi dışında bir yemeği yok derler.Doğrudur da.Mesela bir Tarsus,bir Adana gibi olamayız.Biz kendimizi bu kadar "bahtsız bedevi" zannederken Ömür abi geziyordu.Bursa'nın adı duyulmamış köylerindeki 80lik teyzelere yemekler sordu."Bu yemek daha önce Tevfik Fikret tarafından yazılmış,sadece Umurbey'deki seksen yaşında bir teyze nasıl yapıldığını biliyordu.Ondan öğrendim,çok teşekkür ederim kendisine" diyor,bundan heyecan duyuyordu.Ve bu "Fransızların Yemek Kitabı Nobel'i" sayılan "Gourmand World Cookbook Awards"ta, "Yerel Mutfak" kategorisinde 2009 birincisi olan kitabıyla,"Hayır abi,Bursa'da çok yemek var.Sadece siz ya hiç duymadınız,ya da unuttunuz" diyordu.Okuyunca gördüm.

Şimdi de "Selçuklu Mutfağı" adında bir kitap çıkarıyor.Okuyan üç beş şanslı kişiden biriyim ve gururla söylüyorum ki içeriği hakkında yazan da tek kişi.
Bitirince "Vay be" dedim,çünkü daha önce hikayesi olan bir yemek kitabı okumamıştım.
Ömür abi,birçok insanın inanmaktan uzak olduğu bir şeye gönlünü veriyor ve önceki hayatında Beyşehir'de bir aşçı olduğuna inanıyordu.Sultan'a yemek pişiren biriydi.Sadece Allah onun orda doğmasını istememişti.Onun dışında bütün ibareler bu yöndeydi.
Beyşehir'e büyük bir aşkla bağlıdır.Bu uğurda yine gezmiş,konuşmuş,yazmıştır.Oraya kaç kez gittiğini bilemiyorum bile,varın siz düşünün.En sonunda bu kadar çok yemek öğrenince,kitaplaştırmaya karar vermiş olmalı.
Kişisel görüşüm,bu kitabı ona Beyşehir'in havası,suyu,insanların yaşayışları ve tabaklarının yazdırdığı yönünde.İnsan bir şeye hayran olunca,anlatmadan duramıyor.Ömür abi bunu çok güzel,sade,anlaşılır bir şekilde yapmış.Kendisini minyatür olarak gösterme fikri de dahiyane.
23 Şubat'ta Paris Kitap Fuarı'nda beş kitapla yarışacak.Dünyanın en iyi kitapları arasında olup,birinciliğe oynayacak.Ben kazanmasa bile dünyanın en güzel kitabı olduğuna dair imzamı atarım.Piyasaya çıktığında alın derim.Okurken öğretiyor da çünkü.
Ömür abicim,sana gönülden başarılar diliyorum.Dualar seninle.

Hazalcığın:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder