27 Ara 2010

yeter ulan!

Sevgili bacılar,
Bilmem farkında mısınız,ki eminim bir çoğunuz farkında değilsiniz,insanların birbirleriyle olan diyalogları tuhaf şekillerde gelişiyor.
Son günlerde dikkatimi fazlasıyla çeken bir durum bu.Birisi diğerine soru sorduğu zaman karşısındaki "cevabından fazlasını" söylüyor.
Bir bakın etrafınıza.Tüm dikkatinizi verin.Bakın bakalım kaç tane insan yeterince ve sakin cevap veriyor?
Bakmayın,ben de uzun cevap verenlerdendim bir zamanlar.Şimdi bakıyorum,neden yapmışım bilmiyorum.Farkına vardığım an kendimi toplamam için güzel bir neden oldu.
Mesela,geçenlerde bir televizyon programında karşılaştığım durum:
Sunucu:Adın ne?
Yarışmacı:X ama arkadaşlarım bana Y derler.

O "AMA" neden?Biri bana izah etsin lütfen yaa.Sana ne sordu,parçada anlam ulan işte,adın ne?Hazal ama.... diye uzatmanın bir anlamı yok ki.Neden durduk yere karşındaki insanı strese sokuyosun ki?"Eyvah başladı susmaz artık" düşüncesini kafasından geçirttiriyosun?Zorun nedir senin şu hayat yolundaki insanlarla?
Diğer bir vaka:Bizzat başıma gelir.Söyleyin bana-şu durumu yaşamamış olan var mı?For egzempıl:
Hazal(karşıdan gelmekte olan adamın yanına yaklaşır):Pardon bir şey sorabilir miyim?
Amca:(Ya boş boş bakar yada cevap verir).Buyur
Hazal:Gazi caddesi nerde acaba?
Amca:Şimdi şu caddeyi dümdüz git sonra ışıklardan sağa dön...Ordan tekrar sola...Yüz metre ilerde market var,işte onun bir üstündeki cadde...dur bakayım, yok yok öyle değildi...şurdan sola dön dümdüz git hiçbir yere sapma ordaki aradan hemen sonra...yoksa değil miydi?
Hazal:Tamam sağolun.
Ve uzaklaşırken hayran olduğum ses ve tavır devam eder:Bak hiçbir yere sapma dümdüz git...araaaaa...heeee....ssss.....(uzaklaşmaya bağlı olarak kesilen sesin yazılı olarak ifadesi ve kalbe dolan huşunun görsel açıklaması-dümdüz karşıyı gösteren bir el)
Amcacım neden "Bilmiyorum" yada "Ben bu şehrin yabancısıyım" atmasyon seçeneklerinden birini tercih etmiyosun da beni fıtık ediyosun orda?Yada biliyosan kestirme yerine neden daha uzunolanını anlatıyosun?
For egzempıl 3:İki arkadaş karşılıklı oturuyor.
Biri diğerinde bir haller sezmekte.Haliyle sorusunu yöneltiyo:"Neyin var?"
"Yok bir şey"
"Söylesene neyin var kızzıııaaamm"
"Haydar..."
"Eee?"
"Haydarı seviyorum bu yani"
"AAAAEEAAAA NE HOOOAAAŞŞŞŞ"
Bence konuşma burada bitmeli.Çünkü karşıdaki kız "Nasıloldunoldukimdirnediryaşıkaçanaadıbabaadıbağlıolduğukütükilçeyakışıklımıişine" diye sormadı!Ki kızlar sorar ama sormadı.
"Ya aslında şöyle vıdıdıdı" demenin bir anlamı yok.Abartmanın lüzumu yok.Yapmayalım.
İşin sırrını da bu sayede anladım.Neden bazı insanlara çok konuşmuyo diyoruz,hatta bazen rahatsız oluyoruz bu durumdan?Çünkü milletçe bilsek de bilmesek de uzun açıklamalar yapmaya meraklıyız.Bayılıyoruz şöyle oldu böyle oldu demeye.Halbuki o insanlar cevaplarını soruya göre verip,merak ettiklerini sorduktan sonra içinden cımbızla çekip alıyolar.
He bir de sonra "Sorduk mu?" diyenlere bozuluyoruz."Anlatmak istedim" en büyük palavramız.İhtiyacımız var konuşmaya nedense.
LÜTFEN ARTIK:Konuşurken karşımızdaki insanın yerine koyalım kendimizi lan.Kafam patlıyo çatlıyo bazen.Abartmayın ve sadece istenileni anlatın.
İnkar etmeyin hepimiz bıktık.
Ben de çok uzatırsam olaki susturun.
FAKAT:"Sorduk mu?" hala berbat kisveli bir soru.
Onu unutun gitsin...Soran olursa "Anlatmak istedim" derim sonra da ağzını burnunu kırarım hocam bak demedi demeyin.
P.S-EV ÖDEVİ:Ana haber bültenlerinde halka yöneltilen sorulara dikkat edin,"Domatesin kilosu 6 lira.Ne düşünüyosunuz bu konuda?" sorusunun cevabı ülkemizin siyasi tarihine kadar gitmezse,tüm esnaf ve mahalle sakinlerinin gözleri önünde kendimi kaldırımdan atarım.Bu kadar da iddialıyım hodri meydan ulan!
Sevgi saygı hürmet...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder