16 Mar 2011

hastane önünde incir ağacı-ve türevleri

Hayatımın-evet hayatımın-en berbat-kesinlikle en berbat- üç gününü geçirdim.
Bilmezsiniz tabi,en sevdiğim hava bahar havası.Sonbahar böyle bi hüzünlüdür,yağmur yağar en kötüsü,kar desen o ayrı dava.Yaz benim en sevdiğim ikinci havadır ama bahar bambaşkadır."Cemre düştü" leri duyarsınız ama ben ne olduğunu bilmiyorum,merak da etmedim herhalde ki araştırma ihtiyacı hissetmedim.
Fakat ne oldu bilin bakalım?Bu güzel havalarda günlerdir moron gibi geziyorum.
Bayıldığımı daha önce yazmıştım.Çok da üstünde durmamıştım.
Bundan dört gün önce babama gittim.İnanılmaz gergin bir akşam geçirdim.Bunu burda uzun uzun anlatmama gerek yok fakat sanki yıllardır biriktirmişim de patlamam lazımmış gibi oldu.İçsel gerginliğimin doruğa ulaştığı bir akşamdı,son iki görüşmemizden beri böyle.
Yoran bir adam.Ak desen kara der ve inandırmak için bin beş yüz adet numara çevirir,ruhunuz yorulur,heba olursunuz.

Neyse.Babama gittim,ertesi gün Ayçayla Kent Meydanı yaptık.Yemek yedikten sonra kahve içmeye gittik.Konuşuyoruz öyle havadan sudan.
Birden bana bir şey oldu,elim ayağım titredi,soğuk terler boşandı sırtımdan,başım döndü,nefes alamadım."Bir dakika" dedim.Durduk,telaşlandılar tabi.Kolonyalar,şekerler...Dışarı çıktım,on dakika kadar durdum sonra yukarı çıktım,gelen dondurmayı yiyemedim ve siparişlere hiç dokunmadan çıkıp acile gittik.
Doktor baktı baktı "Sende panik atak olabilir,psikiatriste gitmen lazım" dedi.
O gece ve sonraki gün sürekli yattım.Berbat bir şey.(Evde çok duramadığımdan bahsetmiştim,bu benim gibilere ölüm.)
Hemen bir psikiatristten randevu alındı,gittim.Konuşmaya başladık,anlattım ve anlatmaya başladığım an ağlamaya başladım:
"Özür dilerim gerçekten ağlamak istemezdim ama tutamadım kendimi..."(Gözyaşlarını siler,gözlerini kaçırır)
"Yok yok ağla rahatlarsın"-Gayet net.
1 saat konuştuk.Babamı anlattım,dedemin ölümünü anlattım.Sadece bu ikisi problemdi hayatımda ve aşırı stres yapıyordu."Sende panik atak yok" dedi "ama gizli depresyon olabilir.Kesin teşhis koyabilmem için tahlil yaptırman lazım"
Ve bugün ömrüm;kan-guatr-E.G.G tahlilleri yaptırarak,arada da dişlerimin dikişlerini aldırarak,sonuçlarla dddoooğru doktorun yolunu tutarak geçti.
Çünkü bayılmaları çok önemsedi."Sara bile olabilirsin,beyninde bir şey olabilir ama önce benim bu diyagramları görmem lazım" dedi.
Kitap gibi bir tahlil sonucunu götürdüm.Baktı baktı-yüreğim ağzımda tabi,üç buçuk atıyorum-,"Beyninde bir şey yok,kan değerlerinde normal fakat aşırı stres var.Bu çok fazla.Stres yapıp yapıp nefes alamadığını düşünüyorsun,sonra beyin kendini şartlıyor bayılıcam diye ve uyarı böylece stres yapıyor" dedi.Öncelikle bu paniği kontrol altına almak lazımmış.Bayılmalar falan da bu stres ve içsel gerginlikten oluyormuş.
Vay anasını!Benim kadar neşeli adamın geldiği duruma bak.
Yok yani iki temel meselem var hayatımda.O da anlattığım gibi,dedemle babam.Bunların sıkıntılarını aşarsam geriye bir şey kalmıyor.
İlaç verdi,hafif dozluymuş.Bir müddet çok kalabalık ve kapalı yerlerde,güneş altında bulunmak yok.Zamanla aşılacak bir şey tabi.Üstüne giderim bunun çünkü böyle yaşanmaz.Üç gündür ağzıma sıçıldı çok afedersiniz.İki dakika kalabalık ortamda durunca ter basıyor,başım dönüyor çıkmak istiyorum ama hep böyle olmaz.

İşte böyle.Dolayısıyla üç gündür yaptığım hiçbir şeyi anlamıyordum.
Okula da gidemedim bu yüzden,yok tahlil yok doktor.
Arayan soran çok oldu.Ay nasıl mutlu oldum ama biliyo musunuz?Peşpeşe çalıdı telefonum.
Ayyy ben yine kalabalık seviyorum.
Toplarım kendimi 3 haftaya:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder