1 Tem 2012

Tam tamına 2 hafta sonra,yeniden...

Evvet sevgili okur-severler,tam 2 hafta sonra kucağımda taşıdığım envai çeşit haberle huzurlarınızdayım.
Önce 15 Hazirana bi dönelim.Dayımın yıllardır sadece facebooktan kutlayabildiğimiz doğum günü organizasyonunu masaya yatırdık.Buraya yazmamak için resmen çatladım!Tam 1 ay boyunca sinsi sinsi uğraştık,yaptık.
Bi video hazırladık.Klasik falan demeyin,tam 1 saat sürüyor.Önce resimler ve fonda Cem Karaca'nın "Resimdeki Gözyaşları" ile.Resimler biter bitmez de videolara geçiyoruz.Herkes "İyiki doğdun Hakan" diyor,tüm sevenleri.O kadar çok insan vardı ki resmen mideme ağrı girdi hepsini toparlarken.
Ve ve ve bir sinema salonu tuttuk,herkesi oraya çağırdık.Herkes önceden gidecek,oturacaktı.Dayımı ve yengemi de bi arkadaşları getirecekti.Film bittiğinde de herkes başına şef şapkası takıp iyiki doğdun şarkısı söyleyecekti.
Büyük gün geldiğinde sabahın 9unda kalktım.Tüm videoları arka arkaya atıcak,resimlere,şarkıya bakıcaktım.Videoları attım ama dakka bir gol bir,açılmadılar!Allahımmmmmmmmmmm stresten bende bi mide ağrısı,bi baş ağrısı.Olmuyordu!Dedim bu böyle olmaz,uğraş.Ve allem ettim kallem ettim,didindim yaptım.9dan 4e kadar uğraştım.
Sonra gittik sinema salonuna.Videoyu oynattık deneme yapalım diye.Allahım harika olmuş diye diye izledim.Herkes çok emek verdi.Kötü olur mu hiç?
Büyük an geldiğinde ise herkes yerlerine oturmuştu.Dayımın geldiğini gördük.Video önce bi film fragmanıyla başladı,ardından "Hakan'ı Sevenler Production Gururla Sunar" yazısı çıkınca ondan bi "Aaaaaa" sesi geldi.1 saat boyunca herkes hem ağladı hem güldü.Film bittiğinde herkes başına şapkaları takıp şarkıyı söyledi.Dayımı ağlattık-her ne kadar inkar da etse-.Ordan da çıkıp yemeğe gittik,fasıla.Güldük,oynadık,yemek yedik.
Harikaydı yaaa,günlerce konuşuldu desem yeri.
Canım dayım benim.Hep mutlu olsun o yeter ki,yine yaparız.

Sonra ertesi gün ver elini Ayvalık.Allahımmmmm nasıl güzel bi yer la orası.Cunda ayrı güzeeeelll,taş kahvedeki adaçayı ayrı güzeeeelll...
Zaten gitmeden önce baya bi araştırmıştım,ne yenir ne içilir diye.Hepsini teeekk tek yaptık.Karides mantısı,sıcak ot,kabak çiçeği dolması yedik.Zaten tam bir adaçayı hastası olarak vatanına ayak basmışım.Taş Kahve de oturduk,adaçayının kralını içtim.Allahımmmmm nasıl bişi o!Bu arada burada okuyamadığım Kuyucaklı Yusuf'u orada bitirdim,tam da anlattığı yerlerdeydim.Şansa bak!
Tam ege mekanları,ege insanları...Ha bu arada yıllardır yemediğim ve yeni yeni yemeye alıştığım balığın da dibine vurdum,esnafla kanka oldum."Bu kadar güzel balık yememiştim" dedim falan,adamlar ihya oldular.Çok güzeldi ama cidden yaaa,papalinası,sardalyası falan.Ayy özledim bak...

1 haftalık Ayvalık macerasından sonra Zeyneple beraber Kumla yaptık-yine.Bunu onun yazdığı bi metinle anlatayım:"1 haftalık özetimiz:kumla,buz gibi deniz ama aynı zamanda tertemiz deniz,kahvaltı ardından öğlen yemeği hazırlıkları,komşu teyzeler ve bitip tükenmeyen dedikoduları;yemek tarifleri,kadınlar matinesinde doğal gözlem yapmamız,iskelede oturup hayata dairlerimiz,dondurma,her güne bir ingilizce kelime öğrenme çabalarımız,aynı yatakta 3 kişi yatma girişimlerimiz,karnımızın hiç doymaması ve sürekli yemek yememiz,canım müşomuz,huzur,eğlence,kil maskesi yapmamız,peygamber aşı çekirdeklerimiz...öperim özleyeceğim:)"
Unuttuğu şey,ünlü site düşünürümüz Lale ablaydı.Babam ve Oğlum'daki kadınlar gibi düşünün.Mütemadiyen konuşuyor ve aşırı komik.Artık bitap düştük gülerken.Her gün saat 1de gelip yemek tarifi verip gidiyordu.Kızıyla arasındaki diyaloglar falan hele,aman Allahım.Sürekli bi temizlik halinde,sürekli bi isyan halinde...
Ben daha emeklerken tanışmışız,boyu kadar kızı var şimdi...
Her zaman idolüm,her zaman neşe kaynağım Lale abladır...
Kim bilir ne anlatıyo yine?
Bebişim yaa.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder