19 Oca 2013

İyi ki doğdun Ayçoo!

"Hazal kuşummm bana da blog yazcaksın di miiii?" diye sordun bana.Halbuki cevabını biliyordun:)
"En sevdiğim arkadaşlarımın doğum günlerine özel yazı yazma" aktivitemin ikinci ayağı,Ayça.Bugün onun doğum günü...

Bunu da daha önce anlatmıştım:Lisede 19 mayıs için seçilmeden önce,kendisini tanımıyordum.Günlerce süren provalar yaptık.O sıcağın beyninde bir sağa bir sola koştuk.Koşarken de Ayça geldi beni buldu.
Sarı mini etekler,fularlar,beyaz tişörtler,sarı eldivenler ve çemberler giymemiz gerekiyordu.Her provadan sonra sıkış tepiş bir belediye otobüsüne binip evimize gitmeye çalışırdık.Elim yüzüm kıpkırmızı bir şekilde stadyum durağında iner,bezgin bezgin eve yürürdüm.
İşte bu günlerden birinde,yine yürürken "Pardon bakar mısınız?" diye bir ses duydum.Arkama dönüp baktım gayet öküz bir şekilde.
"Siz de 19 mayıs provalarındansınız,sanırım X e gidiyosunuz,beraber yürüyelim mi?" dedi.
Bakıyorum...Güleryüzlü biri ama fazla samimi...İlk anda tanımadan etmeden arkadaşlık kurmaya çalışmak büyük cesaret...Çok konuşmak istiyor gibi bir hali var,benimse mecalim yok...Ama git denmez,ayıp.
Tamam dedim.Demez olaydım!Yol boyu,ilk defa gördüğü birine ailesini,gelmişini geçmişini,erkek arkadaşını anlatacak kadar rahattı.Bunları tam on dakikaya nasıl sığdırdı aklım almadı.
Üzülmesin diye gülümsüyorum,bir iki şey de ben söyleyeyim diyorum ama halim yok.En sonunda evimizin önüne geldim,"Bak burası" dedim,"Ay nolur bizim evi de gör,hemen bu sokağın arkası ve çok yakın.Gider geliriz ne güzel" dedi.İçimden öyle bir "ALLAH KORUSUN" demişim ki,nasıl anlatsam."İmkanı yok oğlum laaan" falan diyorum,çok konuşuyor katiyen istemiyorum!
Fakat gelgelelim peşimi bırakmadı.(Ayça kızma ama öyle oldu,bu hikayeyi hep bu şekilde anlatıyoruz.Bunlar acı ama gerçek:)"Hazal bana logaritma çalıştırır mısın?" dedi,evime çekine çekine geldi.Bu sırada provalar devam ederken-bak hala gülüyorum- hocayı dinlediğimiz anda "HAZAL ÇOK GÜZEL BACAKLARIN VAR BEE!" diye bir ses duymamla,dönüp arkama bakmam bir oldu.Bakışlarım "oha" derken,dış sesim teşekkür edip sakin olmasını söylüyordu hahaha:)
Bundan sonra nasıl oldu da birbirimize sık sık gelip gittik,annesinin muhteşem yemeklerinden yedik,birbirimizi sevdik bilmiyorum.Ona sorsanız,hala "Onu ilk gördüğüm gün bana çok sıcak davranmıştı" der,halbuki ben hep tersini iddia ediyorum.Onu sevmem zaman aldı,bu arkadaşlığın olmaması için nedense çok uğraştım ama oldu.İyi ki de oldu.Yeri asla doldurulamaz altı kızdan biri şimdi.

Her zaman derdimi dinleyen,kendisinden önce bizleri düşünen,bir ihtiyacımız olduğunda iki eli kanda olsa da koşan,her daim gülen süper bir arkadaştır.9 yıl boyunca neler yaşamadık ki:az mı sabahladık,göbekler attık,güldük,ağladık...Ciğerini bilirim ben onun:)
Birbirimize küfür bile ederiz.En sevdiğim tarafıysa birbirimizi yerden yere vurabilmemizdir.Asla bir artniyet olmadığını biliriz.Birbirimizi severiz.

Ayça arkadaşları için canını bile verir.
Çok güçlüdür.Gördüğüm en güçlü ve azimli insanlardan biridir.
İnsanları ikna etmek ve etkilemek konusunda üstün yeteneklidir(peşimden koşmalarını düşünüyorum da valla öyle)
Dayımın Ayça için kullandığı cümle:"Çok keyifli bir kız o yaa" dır.
Anneannem için "Çok iyi bir kız" dır.
Annem için "Ben çok seviyorum onu,can o can!Sizden ayırdığım yok"tur.
Evimize neşedir,yüzüme gülümsemedir.
Onun kadar iyi bir dinleyici bulmak zordur.
Tek falsosu çabuk inanmaktır.Bazen kalbi kırılır.Sonra zamanla toparlar,tamir eder.Çünkü dediğim gibi,ekstra güçlüdür.
İkinci falsosu,benim zeki olduğumu zannetmesidir."Hayır,zeki falan değilim" desem de 9 yıldır ikna edememişimdir.Nedense böyle enteresan bir çıkarım yapmıştır.İnanmamasını tavsiye ediyorum.

Ayçom canım,
Gönlümde yerin ayrı.
Seni çok seviyorum.İyi ki peşimi bırakmamışsın,inadınla inadımı kırmışsın.
İyi ki doğdun,iyi ki varsın:)
NOT:Şap şup öpmene asla izin vermeyeceğim hahahah:)

Hazal.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder