Bu cümleyi hep söylerim,söylemeye de devam edeceğim.
Kuran'da yazar,"Biz bazı insanların kalplerini mühürledik" diye.
Bakıyorum da evet,öyle görünüyor.
Fesatlık diye bir şey var fakat bu kızların birbirine "Aman yeaaa seni çekemiyoğğ" dediği cinsten bişi değil,insanın kalbinin kötü olması...
Nasıl olduğunu anlayamıyorum.Biri size iyi davranıyorsa ona neden kötü davranasınız ki?Bunun nedeni fesatlık mıdır hasetlik midir bilmiyorum...
Kazanacağım parayla gerçekleştirmek istediğim her şey gün be gün gözümün önünde canlanırken bunca kinlenen kız sana söylüyorum,nedir derdin?
Hayır bir de terslesem bari bişi demem de durduk yere yani...Hey Allahım.
İnsanlarla o kadaaarrr kavga edemeyen bir tipim ki sırf bu yüzden "strese bağlı travma" yaşadım bir süre.İlaç falan kullandım,içime attığım her şey bende neredeyse panik atağa neden olacaktı...Ramak kalmıştı.
Kavga gürültü kıskançlık...İnsanın doğasına yakıştıramıyorum.Biraz daha düz,naif ve sevgi dolu bakmak lazım...
Hayatı hep bir dağ olarak gördüm.Nasıl seslenirsen öyle cevap gelir sana.Azıcık sevgiden,azıcık fedakarlıktan ya da başkası adına sevinmekten zarar gelmez.
Mutlu olmak için bunları yapmak lazım.
Aksi halde kalbin kötülüğü yüze vuruyor.
31 Ağu 2011
30 Ağu 2011
bayramdan kareler
Dedemin eksikliği hissedildi yine ama geçen seneye nispeten neşeli bir bayramdı...
Kumla'da bayram da güzel oluyormuş,herkesi tanıdığımız için çok eğlenceli oldu.Dayımlar falan zaten ekstra komiktir,bizde de ses yüksek perdeden çıkınca cümbüşü görün...
"Çok ilgiliyim" pozu...
İşte böyle...
Dilerim herkesin bayramı mutlu olsun...
Nicesi olur,iyisi olur ama mutlusu az bulunur...
Az bulunan şeyler değerlidir:)
Günün konusu minik kuzenim Deniz bey oldu.Yengem ona papyon takmış.Allahım nasıl şeker şurup la gül gül öldük,bütün gün yanından ayrılmadım...
Yeşilliği,çimeni falan çok seviyor.He bir de oturttuğun zaman ağlıyor,alıyorum kucağıma,sitede tur atıyoruz.Biraz güneşin altından yürüyorum ki kemikleri güçlensin,az da olsa d vitamini alsın.
Yine ağladı bi ara,aldım kucağıma "Haddiiiii biz gezmeye gidiyoruzz" dedim,başladık turlamaya.Aptal bir de melodi mırıldanıyorum ciiiuuu ciuuuu civ ciiiuu falan gibi saçma bir şey.Tişörtümün kolundan tutarken ikinci turun sonunda gevşetti elini,bir baktım aaaaaa uyuyakalmış çocuk kucağımda...Öpmesi koklaması çok zevkli oluyor,o kadar güzel kokuyor ki anlatamam size.Çok seviyorum...Eylül de ayrı şeker,canım."Keşke benim gerçek ablam olsaydın" dedi durdu.
Kumla'da bayram da güzel oluyormuş,herkesi tanıdığımız için çok eğlenceli oldu.Dayımlar falan zaten ekstra komiktir,bizde de ses yüksek perdeden çıkınca cümbüşü görün...

Site etrafında turluyoruz:)


Tipe gel yaaaa,papyon kafa:)
İşte böyle...
Dilerim herkesin bayramı mutlu olsun...
Nicesi olur,iyisi olur ama mutlusu az bulunur...
Az bulunan şeyler değerlidir:)
28 Ağu 2011
Hazalsu blogger Nlerini seçti-"oscar goes toooo"
Efendim bazı bloglarda bana da mim gelmiş...Çok çok pek çok teşekkür ediyorum,beni izlediğiniz sürece var olmaya devam edeceğim...
Kendini en çok anlatan ve bilgilendiren,akıcı yazan bloggerlardan olmak üzere üç kategoriden oscar aldım.Sevindim,hiç beklemiyordum.
Ağlamaklı olup "OH MY GOD!" deyip hayali sevgilimi öptükten sonra sahneye fırlayarak "Tenk yu so maç,ay lav yu ooll,bay dı vey siıls dont daaayyy" dedim...(Türkçesini yazmam ki hahah)
Ben de nacizane seçtim kategorilere...Dilerim alınma kırılma olmaz...
Hepinizi seviyorum:)
En iyi tasarıma sahip blogger: Cemreçete(oha çok güzel olmuş),Kaynayan,Sivil Penguen Adında Biri Var
En güncel blogger:14,Alışveriş Cini
En çok bilgilendiren blogger:Alışveriş Cini
En çok eleştiren blogger: Bu kategoriye Üfürükten Teyyare demek istiyorum...Hep isyan hep isyan:)
En çok kendini anlatan blogger: Cemrenin Kahvesi,Affet Kararsızlığımı,İçsel Konuşmanın Dışa Vurumu,Hayata Dair
En akıcı yazan blogger: Cemrenin Kahvesi,Veni Vidi Vici,Musical Comment
En aşık blogger: Eleni'nin Arka Bahçesi
En çok güldüren blogger: Lütfücüğüm,Veni Vidi Vici,Anti Kahraman
En aşçı blogger: Bal Böcükleri
En can blogger: Esra Dilara Akman,Hayata Dair,Mefisto,Eleni'nin Arka Bahçesi,14,Veni Vidi Vici
Kendini en çok anlatan ve bilgilendiren,akıcı yazan bloggerlardan olmak üzere üç kategoriden oscar aldım.Sevindim,hiç beklemiyordum.
Ağlamaklı olup "OH MY GOD!" deyip hayali sevgilimi öptükten sonra sahneye fırlayarak "Tenk yu so maç,ay lav yu ooll,bay dı vey siıls dont daaayyy" dedim...(Türkçesini yazmam ki hahah)
Ben de nacizane seçtim kategorilere...Dilerim alınma kırılma olmaz...
Hepinizi seviyorum:)
En iyi tasarıma sahip blogger: Cemreçete(oha çok güzel olmuş),Kaynayan,Sivil Penguen Adında Biri Var
En güncel blogger:14,Alışveriş Cini
En çok bilgilendiren blogger:Alışveriş Cini
En çok eleştiren blogger: Bu kategoriye Üfürükten Teyyare demek istiyorum...Hep isyan hep isyan:)
En çok kendini anlatan blogger: Cemrenin Kahvesi,Affet Kararsızlığımı,İçsel Konuşmanın Dışa Vurumu,Hayata Dair
En akıcı yazan blogger: Cemrenin Kahvesi,Veni Vidi Vici,Musical Comment
En aşık blogger: Eleni'nin Arka Bahçesi
En çok güldüren blogger: Lütfücüğüm,Veni Vidi Vici,Anti Kahraman
En aşçı blogger: Bal Böcükleri
En can blogger: Esra Dilara Akman,Hayata Dair,Mefisto,Eleni'nin Arka Bahçesi,14,Veni Vidi Vici
27 Ağu 2011
back to the past!
Bugün yine çalıştım,bayrama sayılı günler kala AVMlerdeki kalabalığı tahmin edersiniz...
O sıkışıklıkta kendimce bir gözlem yaparak şöyle bir kanıya vardım:İnsanların hiçbir şeye ama hiçbir şeye acelesi yok...Kabinden deli gibi ürün alıp dağıtmaya çıkıyorum,"Pardon"-"Afedersiniz"-"Geçebilir miyim?" demekten anam ağladı...İnanılmaz rahat bir milletiz,tın tın tın iki saatte.
Çok tez canlı bir insanım...Buluşmalara genelde erken giderim,hızlı yürürüm,hızlı yemek yerim...Sanki hep bir şeylere yetişmem gerekiyormuş gibi bir havam vardır,hatta arada "sakin ol" diyenler çıkar,ancak o zaman farkına varırım...
Bu nedenle işimi de hızlı yaparım...
Hiçbir işi olmayan insanlar mı yavaştır,yoksa bu genetik midir,bilmiyorum.
Ama esas anlamadığım şey,bu yoğunlukta insanların çoluk çombalaklarıyla alışverişe gelmeleri...
Onu kovala,bu balonu yakala derken bir yandan da "Gizemmmmm dur kızım!" diye bağırmak,ağlamaları,askılarla kılıç savaşı oynamaya çalışmaları...
Ölüm.
Ama baktık bugün kızlarla da,hayat onlara güzel be...İş yok güç yok.Gelip kıyafetlerin olduğu masaya oturdu birkaçı da aklıma küçüklüğüm geldi.İpekle hep oralara otururduk.Hatta ahanda fotoğrafı...
Çok çirkinim,saçımda kuyruğum bile var,bu ne lan!
Küçük şeylerden mutlu oluyorlar.Kimse onları karşılarına alıp "İŞ DİSİPLİNİ-SİGORTA-MAAŞ-PRİM-İKRAMİYE-MOLA" demiyor.
İkiz Annesi blogunu okudum biraz önce de,kendi ilkokul günlerim aklıma geldi.Dün gibi burnumda kokusu o yeni ayakkabıların,kıyafetlerin...Annem çok özenmişti.Çocuktur ister ne de olsa...Özenle okula götürülüp kapıdan el sallamalar,öğretmenlere teslim etmeler...İlk ödevler,ilk aşklar,ilk arkadaşlıklar.
Okul insana çok şey katıyor...Şanslıysan merhameti ve sevgiyi öğrenirsin,vicdan sahibi olursun;azıcık aklın varsa doğruyla yanlışı ayırırsın.Ha tersi olursa eyvahlar olsun!
Tüm bunları kat yaparken düşündüm...Ne güzel lan valla çocuk olmak...
Severim ben onları,hayata güzel bakışlarını,sonsuz meraklarını...
Evlatlarını okula bırakacak olanlar,şimdiden kolay gelsin:)
O sıkışıklıkta kendimce bir gözlem yaparak şöyle bir kanıya vardım:İnsanların hiçbir şeye ama hiçbir şeye acelesi yok...Kabinden deli gibi ürün alıp dağıtmaya çıkıyorum,"Pardon"-"Afedersiniz"-"Geçebilir miyim?" demekten anam ağladı...İnanılmaz rahat bir milletiz,tın tın tın iki saatte.
Çok tez canlı bir insanım...Buluşmalara genelde erken giderim,hızlı yürürüm,hızlı yemek yerim...Sanki hep bir şeylere yetişmem gerekiyormuş gibi bir havam vardır,hatta arada "sakin ol" diyenler çıkar,ancak o zaman farkına varırım...
Bu nedenle işimi de hızlı yaparım...
Hiçbir işi olmayan insanlar mı yavaştır,yoksa bu genetik midir,bilmiyorum.
Ama esas anlamadığım şey,bu yoğunlukta insanların çoluk çombalaklarıyla alışverişe gelmeleri...
Onu kovala,bu balonu yakala derken bir yandan da "Gizemmmmm dur kızım!" diye bağırmak,ağlamaları,askılarla kılıç savaşı oynamaya çalışmaları...
Ölüm.
Ama baktık bugün kızlarla da,hayat onlara güzel be...İş yok güç yok.Gelip kıyafetlerin olduğu masaya oturdu birkaçı da aklıma küçüklüğüm geldi.İpekle hep oralara otururduk.Hatta ahanda fotoğrafı...

Küçük şeylerden mutlu oluyorlar.Kimse onları karşılarına alıp "İŞ DİSİPLİNİ-SİGORTA-MAAŞ-PRİM-İKRAMİYE-MOLA" demiyor.
İkiz Annesi blogunu okudum biraz önce de,kendi ilkokul günlerim aklıma geldi.Dün gibi burnumda kokusu o yeni ayakkabıların,kıyafetlerin...Annem çok özenmişti.Çocuktur ister ne de olsa...Özenle okula götürülüp kapıdan el sallamalar,öğretmenlere teslim etmeler...İlk ödevler,ilk aşklar,ilk arkadaşlıklar.
Okul insana çok şey katıyor...Şanslıysan merhameti ve sevgiyi öğrenirsin,vicdan sahibi olursun;azıcık aklın varsa doğruyla yanlışı ayırırsın.Ha tersi olursa eyvahlar olsun!
Tüm bunları kat yaparken düşündüm...Ne güzel lan valla çocuk olmak...
Severim ben onları,hayata güzel bakışlarını,sonsuz meraklarını...
Evlatlarını okula bırakacak olanlar,şimdiden kolay gelsin:)
26 Ağu 2011
teknolojide son nokta-oha sayın seyirciler!
Kardeşimin de dediği gibi "Burda çok acayip şeyler oluyor!"
Sanırım bu İphone 5 insan zekasının ulaşabileceği son nokta.
3D çılgınlar gibi geldi hayatımıza.Her alanda görmek mümkün,resmen telefona uyarlamışlar...
Televizyonların yeni çıktığı zamanlar insanların "bir kutunun içinde birilerinin hareket etmesi" durumuna vaki olamaması geldi aklıma ilk önce...Herkesin bir evde toplanması,Dallas'ın izlenmesi...
Sonra merdaneli çamaşır makinelerinden otomatik makinelere geçildiği zaman yine aynı şaşkınlık baş göstermiş ya,şimdi bize komik geliyor.O zamanlar insanoğlu için büyük bir devrim kabul ediliyordu...
Beş sene kadar önce amcam bana "Hazal bak,göreceksin,yakında telefonlarla hem fotoğraf çekilebilecek hem de televizyon izlenebilecek" dedi...Söylediği yer dün gibi aklımda,o kadar inanmamıştım ki...Heee heee demiştim.
Şimdi telefonum fotoğraf çekiyor lan!
Yüce rabbim demiş ya,insan eşref-i mahlukattır,ona dört ayak vermedik iki ayak verdik,ayaklarının üzerinde durabilsin diye...
Hakkını veriyorlar bazı insanlar galiba.
Bazı insanların beyninde sınır olmadığının bir kanıtı bu telefondur.
Daha iyisi yapılana kadar en iyisi bu.
25 Ağu 2011
aşkın halleri
"Aslında çok sıcak bir insan değilim ama arkadaş ortamında bana 'Çok komiksin sen ya' diyorlar...Fakat gel gör ki hoşlandığım birinin yanında hiç konuşamıyorum,kitleniyorum resmen.Neden diye kızma,elimde değil çünkü...Kendimi ne kadar zorlarsam zorlayayım olmuyor,konuşacak konu bulamıyorum,normalde sizin yanınızdayken ne kadar enseye şaplaksam,onun yanında da kendimi bir o kadar ifade edemiyorum...
Kızma,elimde değil çünkü..."-Zeynep
"İki durumda çok konuştuğumu fark ettim:Çok mutluyken ve çok heyecanlıyken.
Birinden hoşlandığımı hissettiğim an yada biri benden hoşlanıyorsa o kadar çok konuşuyorum ki...Gözümün içine bakıyorsa yandan yandan izliyorsa falan,o kadar çok heyecanlanıyorum ki,bunu da çok konuşarak bastırıyorum.Sanki bir an için sussam hop diye ilan-ı aşk edecekmiş gibi.Bundan korkuyorum galiba ben...
Allah Allah deme,valla da billa da böyle..."-Hazal
"Bu yaptığımız iyi değil biliyosun di mi?Hep hazırlıklı,hep tetikte olmak...İsterdim akışına bırakmayı,amannn yapmayı...Zaten aniden olan şeyleri daha çok seviyorum:bir aşk ilanı,evlilik teklifi mesela.Bana daha doğal gibi geliyor.
Ama yok,yapamıyorum.Örülmüş duvarlarım var,biri azıcık aşındıracak gibi olsun hemen kapatıyorum kapılarımı.Çok zorsun diyorlar bana ama elimden bir şey gelmiyor.
Ben sana söyleyeyim,bizden bir yol olmaz.
Bu böyle sürer gider"-Hazal-Zeynep
Dün gece Zeyneple gece yarısı muhabbetimizden bir bölüm okudunuz.
Ortak küme ve ayrık kümelerimiz.
Değerlendirmesi size kalmış...
Kızma,elimde değil çünkü..."-Zeynep
"İki durumda çok konuştuğumu fark ettim:Çok mutluyken ve çok heyecanlıyken.
Birinden hoşlandığımı hissettiğim an yada biri benden hoşlanıyorsa o kadar çok konuşuyorum ki...Gözümün içine bakıyorsa yandan yandan izliyorsa falan,o kadar çok heyecanlanıyorum ki,bunu da çok konuşarak bastırıyorum.Sanki bir an için sussam hop diye ilan-ı aşk edecekmiş gibi.Bundan korkuyorum galiba ben...
Allah Allah deme,valla da billa da böyle..."-Hazal
"Bu yaptığımız iyi değil biliyosun di mi?Hep hazırlıklı,hep tetikte olmak...İsterdim akışına bırakmayı,amannn yapmayı...Zaten aniden olan şeyleri daha çok seviyorum:bir aşk ilanı,evlilik teklifi mesela.Bana daha doğal gibi geliyor.
Ama yok,yapamıyorum.Örülmüş duvarlarım var,biri azıcık aşındıracak gibi olsun hemen kapatıyorum kapılarımı.Çok zorsun diyorlar bana ama elimden bir şey gelmiyor.
Ben sana söyleyeyim,bizden bir yol olmaz.
Bu böyle sürer gider"-Hazal-Zeynep
Dün gece Zeyneple gece yarısı muhabbetimizden bir bölüm okudunuz.
Ortak küme ve ayrık kümelerimiz.
Değerlendirmesi size kalmış...
23 Ağu 2011
ah bu şarkıların gözü kör olsun!
Şarkılar hangi ruh hallerinde yazılır,bilmiyorum...
Fakat sanıyorum ki yazan kimseler,dinlediğim anda suratımın şekilden şekle girdiğine şahit olsalardı değil yazmaya kalkmak,kalem oynatmazlardı...
Hepimize olur mu:Çok keyifli bir günde aniden duyduğunuz bir şarkıda gözlerin hemencecik dolması...
Huzurlu bir yolculuk yapabilmek için sakin şarkıların tercih edilmesi...
Aşık olduğunda Teoman'dan Hakkı Bulut'a yatay geçiş...
Bazen banyoda,arabada,yolda mırıldanmak...
Anlatamadığın her şeyi kelimesi kelimesine hissettiğin bir şarkıyı baş tacı yapmak...
Liseye başlamadan bir gün önce balkonda oturuyorum...Dün gibi aklımda."Acaba yarın nolucak?" diyorum,kimler denk gelir bilmiyorum...Kulağımda da kulaklık var,radyo dinliyorum...
Kanaldan kanala gezerken bir şarkı doldurdu kulağımı...
"Kan ter içinde uykularından uyanıyorsan eğer her gece,
Yalnızlık sevgili gibi boylu boyunca uzanıyorsa koynuna,
Olur olmaz yere ıslanıyorsa kirpiklerin artık her şeye,
Anneni daha sık anımsıyorsan hatta anlıyorsan,
Kalbini bir mektup gibi buruşturulup fırlatılmış,
Kendini kimsesiz ve erken unutulmuş hissediyorsan..."
O anda sanki tüm bu söyledikleri bendim,kalp atışlarım hızlandı...
"Bakalım sonunda ne diyeceksin Sezen abla?" dedim,bir mesaj verdiği belliydi...
"İçindeki çocuğa sarıl,
Sana insanı anlatır..."
"Sana insanı anlatır" mı?Hasssss yaaa ben de bunu merak ediyordum ya zaten...
O gece gülümseyerek uyudum ve ister inanın ister inanmayın sırf bu şarkı ve bu son iki cümle yüzünden içimdeki tüm kötü düşüncelerden arınmış olarak gittim okula ve lise yıllarım süper geçti...
Ben ilk defa o gün kalbimi dinledim...
Bir daha da "ona " hiç danışmadım zaten...
Sezen Aksu sevdam da 14 yaşında başlamış oldu böylece...
Burcumdan mıdır bilmem ama pek hareketli şarkı dinleyen biri değilimdir.Eğlenmeyi çok severim,eller havaya bile yaparım ama en mutlu anında bile slow parça dinleyen bir tipim.Annem çok kızar hatta "Öfff azıcık da hareketli dinleyelim,sıkıldım" diye.O da benim tam tersim ama asla slowdan vazgeçmem hacı.Böyle gelmiş böyle gider...
Bu yazıyı yazma sebebim,şarkıcı Çelik bu arada...Çok sevdiğim bir şarkısı aklıma düştü,dinleyeyim dedim veeee akustik versiyonu denk geldi,öldüm bittim bayıldım,ne güzel yazılmış Allahım sözleri...
Hemen link vereyim de siz de dinleyin...Son ses lütfen:)
Öperimmmm
http://fizy.com/tr#s/1tqxdb
Fakat sanıyorum ki yazan kimseler,dinlediğim anda suratımın şekilden şekle girdiğine şahit olsalardı değil yazmaya kalkmak,kalem oynatmazlardı...
Hepimize olur mu:Çok keyifli bir günde aniden duyduğunuz bir şarkıda gözlerin hemencecik dolması...
Huzurlu bir yolculuk yapabilmek için sakin şarkıların tercih edilmesi...
Aşık olduğunda Teoman'dan Hakkı Bulut'a yatay geçiş...
Bazen banyoda,arabada,yolda mırıldanmak...
Anlatamadığın her şeyi kelimesi kelimesine hissettiğin bir şarkıyı baş tacı yapmak...
Liseye başlamadan bir gün önce balkonda oturuyorum...Dün gibi aklımda."Acaba yarın nolucak?" diyorum,kimler denk gelir bilmiyorum...Kulağımda da kulaklık var,radyo dinliyorum...
Kanaldan kanala gezerken bir şarkı doldurdu kulağımı...
"Kan ter içinde uykularından uyanıyorsan eğer her gece,
Yalnızlık sevgili gibi boylu boyunca uzanıyorsa koynuna,
Olur olmaz yere ıslanıyorsa kirpiklerin artık her şeye,
Anneni daha sık anımsıyorsan hatta anlıyorsan,
Kalbini bir mektup gibi buruşturulup fırlatılmış,
Kendini kimsesiz ve erken unutulmuş hissediyorsan..."
O anda sanki tüm bu söyledikleri bendim,kalp atışlarım hızlandı...
"Bakalım sonunda ne diyeceksin Sezen abla?" dedim,bir mesaj verdiği belliydi...
"İçindeki çocuğa sarıl,
Sana insanı anlatır..."
"Sana insanı anlatır" mı?Hasssss yaaa ben de bunu merak ediyordum ya zaten...
O gece gülümseyerek uyudum ve ister inanın ister inanmayın sırf bu şarkı ve bu son iki cümle yüzünden içimdeki tüm kötü düşüncelerden arınmış olarak gittim okula ve lise yıllarım süper geçti...
Ben ilk defa o gün kalbimi dinledim...
Bir daha da "ona " hiç danışmadım zaten...
Sezen Aksu sevdam da 14 yaşında başlamış oldu böylece...
Burcumdan mıdır bilmem ama pek hareketli şarkı dinleyen biri değilimdir.Eğlenmeyi çok severim,eller havaya bile yaparım ama en mutlu anında bile slow parça dinleyen bir tipim.Annem çok kızar hatta "Öfff azıcık da hareketli dinleyelim,sıkıldım" diye.O da benim tam tersim ama asla slowdan vazgeçmem hacı.Böyle gelmiş böyle gider...
Bu yazıyı yazma sebebim,şarkıcı Çelik bu arada...Çok sevdiğim bir şarkısı aklıma düştü,dinleyeyim dedim veeee akustik versiyonu denk geldi,öldüm bittim bayıldım,ne güzel yazılmış Allahım sözleri...
Hemen link vereyim de siz de dinleyin...Son ses lütfen:)
Öperimmmm
http://fizy.com/tr#s/1tqxdb
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)