18 Ağu 2010

piyangodan çıkan çinli

Dün akşam babamlara iftara gittim.Diğer iftarlardan farklı olacağını biliyordum çünkü evlerinde yaklaşık bir aydır Aiesecten gelen çinli bir kız kalıyordu.
Şans ya işte,İpek de biraz rahatsızdı,çok midesi bulanıyordu,kız daha kapıyı açıp bize jest olsun diye "Merhaba" dediği anda koşa koşa lavaboya gitti.Kız korkudan kapıya yapışıp gözlerini faltaşı gibi açtı.Onun bu hali beni çok güldürdü.
İftarı açtık,sonra ona korkup korkmadığını sordular.Birde kalkıp "Korkmadım" deyince hepten güldüm artık.
Sonra babamın eşinin annesine bakan gürcistanlı bir ablayla onun da yanına Aiesecten gelen gürcü kız geldiler.Ev bildiğiniz kültür aşına döndü.
Çinli kız kendi kültürünü anlatmaya oldukça hevesliydi,zaten ben ondan çok daha hevesliydim.Yolda giderken babama "Bunu da sorucam şunu da sorucam" dediğim her şeyi sordum.Mesela şunu merak ediyordum en başta,hiç türkçe kelime öğrenmiş miydi?
"Öğrendim" dedi.Adı Kethlin(bilmiyorum böle mi yazılıyo?)di.Bu onun ingilizce adı.Çince adını hiçbirimiz söyleyemedik.
Başladı gülerek saymaya "İyi akşamlarssss,güle güle,merhaba,afiyet olsun,tuvalet,iyi geceler,hoşgeldiniz".Sonra adımı sordu.HAAZZEEEERRRLLLL gibi bir şey deyince müdahale edip tekrar ettirerek öğrettim ve buna çok güldük.
Sonra bize kültürünü tanıtıcı şeyler gösterdi.Mesela en başta Çinlilerin şu meşhur kıyafetleri.İpekten ve benden denememizi istedi ama tabi XS olduklarından patlayacak gibi olsak da giydik.Çin çubuklarını topuzuna iliştirmek isteyen İpek i gördüğündeyse "Noo pleeaase" dedi ve anlattı:Çinlilerde iki ayrı çubuk varmış,biri yemek diğer başa takmak için.Bu yemeklik olanmış.Kültürüne fazla saygılı bir millet bu Çinliler.
Elimizde çin bayrağı,üstümüzde yöresel çin kıyafetleri ile fotoğraf çekindikten sonra Kethlin bize iki kağıt arasında siyah siyah desenler olan bir şeyler çıkarttı.Bu siyah desenler Çinde kağıdı bıçakla keserek yapılıyormuş.Bakarken yırtılmaması için dikkat etmemizi rica etti."Şans getirir ve sizi korur" deyip,başparmağıma taktığım nazar boncuğunu gösterdi:"Tıpkı bunun gibi"
Bunları alıp cama yapıştırırsak güneşin geliş açısına göre şekiller çıkarmış.
Bir sürü şekil var.İçlerinde gizli dragonların ve Çine ait özel sembollerin olduğunu söyledi.Tüm resimleri açıklattırdık tek tek:Kimi Çinin giriş kapısı kimi hamileler için şans,kimi para getireceğine inanılan bir şekil...Vazo ve kuşun olduğu şekle geldiğinde "Love" dedi ve biz kızların yüzü güldü içi eridi."Biz bunu istiyoruz" dedik İpekle.
Adımızı çince yazdırdık...
Sonra çubukla nasıl yemek yiyebileceğimizi gösterdi.(Biz de ona kaşık çalmayı öğrettik)İki parmak yukarda iki parmak aşağıda.Ben yapamadım.Kızın önüne bir tabak pilav koyduk valla nasıl yedi hayret ettim.Sonra ona maymun yeyip yemediğini sordum.Yememiş ama bir kere fare denemiş.Yılan,keçi,kaplumbağa ve köpek yiyorlarmış ama bunları genellikle yaşlılar yiyormuş.
Sonra ona Çin makyajı bilip bilmediğini sordum.Yüz tamamen beyaz;dudak,göz ve burun da son derece küçük oluyor dedi.Anlattığına göre Çinli erkekler kadınların her bir şeyinin küçük olmasını isterlermiş.Mesela ayaklarda 35-37 arası büyük sayılırmış.Zaten bir organın büyük olması başkasına bağlanırmış,mesela "Ağzı büyük olanın ayağı da büyük olur" gibi.
Kızlar doğduğunda ayakları sarılır,demir küçük bir kaba konur ve vurularak kemikleri kırılırmış ve böylelikle ayağın küçük kalması sağlanırmış.Hepimiz bunu tuhaf bulduk.
Bizde de eskiden şöyle bir adet varmış ya:Evlenilecek yaştaki kızlar hamama götürülürmüş ve vücudunun herhangi bir yerinde yanık yada kesik filan olup olmadığına bakılırmış.Varsa o kız alınmazmış.Bizde bunu "translate" ettirince Kethlin epeyce bir şaşırdı.Bizim Gürcü abla da dayanamadı "Bu da sanki kendi geleneği pek matahmış gibi bizimkine şaşırıyor,sanki ayak kırmak daha normalmiş gibi" dedi.Hepimiz kahkahayı bastık.
Bu arada kendi ülkemle ilgili şeyler de sordum.Bursayı sessiz bulmuş (E Altınşehir öyle) ve İstanbula bayılmış-herkes kadar.
Giderken de elimdeki nazar boncuklu yüzüğü ona hediye ettim.Babam bizi eve bıraktığında da onu birkaç dakika bekletip evdeki Bursa başlığını getirdim."Bunu ona götür" dedim,"Ooo çok güzelmiş bayılıcak hatta fotoğraf bile çekinecek şimdi" dedi.
Tuhaf şey insanın başka bir kültür tanıması.Çok yeni şeyler katıyor insana.
Bu konuda çok açığım zaten.Keşke daha çok insan görsem,daha çok şey öğrensem...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder