20 Tem 2012

Siz bu yazıyı okurken ben çoktan yemek yemiş,çay içiyor olacağım...

Hızlı bi insanım.
Doğuştan.Kendimi bildim bileli böyleyim.
Küçükken annem her yemeğe çağırdığında "Ya bi dakka yaa,şu program bi bitsin" derdim.Şahane Pazar olurdu,Güner Ümit'in şimdi adını hatırlayamadığım programı olurdu falan.
Ama o, inatla sofraya gelmemi söylerdi.O yüzden gider,çabuk çabuk yer kalkardım.
Hatta bi keresinde mercimek çorbası yapmıştı.Kıştı.Gel dedi gelmedim.Belki yüz kere söyledi.Gitmedim.En sonunda sofrayı topladı.22 yılda bana yaptığı tek eziyet buydu.Onun yerinde olsam ben de aynısını yapardım,sonra akıllandım çünkü.
Ama o gece aç kaldım.O kadar inattım ki -ki hala değişen bişi yok- gidip yattım akşamın 8inde.Kendi kendime oyalandım yatağın içinde,dönüp durdum.Çocukken oyalanmak daha kolay ya,uyumuşum.Sadece bir vakit annemin geldiğini,saçlarımı okşayıp yorganımı sıkı sıkı örttüğünü hatırlıyorum...

Buraya şurdan geldim.Geçen gün bi arkadaşım "Sen çok hızlı yemek yiyosun,kafanı kaldırmıyosun" dedi.Sonra Zeynep de farklı bi zamanda aynısını söyledi,resmen dehşete düşmüş gibiydi."Bende hızlı yiyorum ama sen gerçekten çok hızlısın" diye,bilmeden teyit etti.

Bugün ramazanın ilk günü,oruçluyum.
Bütün gün ahlanmadan ne kadar işim varsa yaptım.Bünye alıştı artık yıllardır tuta tuta çünkü.
Sonra ezan okundu.Saat 20:39 da.Sofradan kalktığımda 20:45 ti.İpekle güldük halimize,"Oha lan,6 dakikada bitti" diye.Çorbasından ara sıcağından ana yemeğine kadar da yedim bu arada.
Sofrayı toplayıp çayı koyduğumda tam 15 dakika doldu.
Işık hızıyla mı yaşıyorum bilmem ama çok mutluyum hızlı olmaktan.
Zira yavaş bi insan beni hem sinir hastası eder,hem mutsuz eder.
Bunu bilir bunu söylerim!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder